İran’ın şekerleri ve çay
okuma süresi 2 dakikaÇay ve çayhane, İran kültürünün önemli bir parçası. Alkollü içki yasak olduğundan, çayhane hem kahvehane, hem kafe, hem de bar görevini görüyor. Arkadaşlarla buluşup sohbet etmek için sabahın erken saatlerinden gece saat 2’ye kadar açık çayhaneler var. Bazılarında masa-sandalye varken, benim daha çok sevdiğim diğerlerinde ufak tahtlar var. Gezmekten yorulan ayakları ayakkabıdan kurtarmak, dinlenmek ve hatta uyuklamak için birebir.
Demleme çay bulmak için ya çok kaliteli ya da çok sıradan bir çayhane bulmak gerek. İkisinin arasındaki orta ayar çayhanelerde, demlik içinde sallama çay geliyor ve bence bu çaya haksızlık. O yüzden sokak aralarındaki, minik çayhaneleri daha çok seviyorum. Kapalı mekânlarda tütün mamullerini içmek de yasak olmadığından, çayhanelerin çoğunda çayın yanında nargile içmek de mümkün.
Çayın yanında farklı şekerler sunuluyor. Genelde de çayı kıtlama içiyorlar. Kesme şeker, kalıplardan çıkartılıp büyük bıçaklarla kesiliyor ve burada alışık olduğumuz küp şekerlerden çok daha sert, kıtlamaya daha uygun.
Üstteki fotoğrafta kesme şekerlerin yanında duran sarı, yuvarlak şekerlerin adıysa “pulaki”. İsfahan’a özgü bir şeker ve başka şehirlerde bulunmuyor. İnce karamelden pul şeklinde. Sadesi olduğu gibi Hindistan cevizlisi, susamlısı da var. Tadıysa çok güzel. Pulakiyi dilimin üstüne koyarak çay içmeyi beceremediğimden, kıtır kıtır yemeyi tercih ediyorum.
İsfahan’da çayı ılık içmek adettenmiş bir de. Çayın bir kısmını çay tabağına döküp, sonra çay tabağından yudumluyorsun. Çay azıcık ılınsa bile içemediğimden, bunu kendim denememeyi tercih ettim.
İran’ın en çok bilinen çay şekeriyse nabat. Sadesi ve safranlısı var. Safranlı olanı ya evlerde, ya çok lüks çayhanelerde ikram ediyorlar. O sarı rengini sevdiklerinden olsa gerek, gıda boyasıyla sarartılmışları da var. Çayhanelerde genelde içinde minik bir çöp olanlardan geliyor. Çayın tadı istediğin gibi olduğunda çıkartıp kenara koymak için.
Çay gibi günlük hayatımızın vazgeçilmezi olan bir şeyin, hemen yanı başımızdaki bir ülkede bu kadar benzer, ama bir o kadar da farklı olması şaşırtıyor insanı. En iyisi ben gidip bir çay demleyeyim.
Şekere Farsçada “şirin” dendiğini söylemiş miydim?