Naim Dilmener’le kahve öncesi telefon konuşması
okuma süresi 2 dakikaMemlekette “müzik” denince akla gelen birkaç isim var. Bu birkaç ismin, bizim önemsediğimiz kısmı, çok şükür ki arkadaşımız, ahbabımız. Ağabeyimiz Naim Dilmener’le, onun o meşhur kahve içmeleri öncesinde ayak üstü telefon konuşması yaptık. Sağ olsun, kırmadı bizi o da.
Kiminle görüşüyoruz?
Naim Dilmener.
Mardin’de en çok neyi özlüyorsunuz Naim Bey?
Sokakları. Sokaklardaki her bir kapıyı, pencereyi, camı, çerçeveyi. Aslında çok fazla şey. Tahmin edebileceğiniz gibi, insan çocukluğunu özlüyor ama çaktırmıyor. Zaten ne Mardin ne başka bir şehir, böyle başı sonu olmayan bir durumun altından kalkabilir. Sokakla filan, idare ediyor bizi.
Müzik dışında en çok neyle iştigal ediyorsunuz?
twitter. Bir hastalık bence; bulaşıcı ve tedavisi yok. Kendinizi alamıyorsunuz; tedavisini bilen varsa yardım etsin.
En son hangi kitabı aldınız?
Julian Assange’ın Şifrepunk. Bu twitter ve benzeri mecralarla kendimizi, kendi ellerimizle nasıl fişlediğimizi/ihbar ettiğimizi anlatıyor.
Rakıyı en çok nerede içiyorsunuz?
(Artık muhalefet niyetine) önüme nerde çıkarsa.
Hangi meze?
Ne olursa. Ama beyaz peynir şart. Olması gerekenden daha çeşitli/daha bol olmasına da (deli miyim) hiç itiraz etmem. Laf aramızda, sağlam bir içici değilim. Son 5-10 yılda, biraz DJ’lik yaparken gevşeyeyim, biraz da yasaklama çabalarına karşı bir tepki biçiminde sardım bu işe.