Günün Bilgisi – Kâğıthane
okuma süresi 1 dakikaİstanbul’un Avrupa yakasında, Terkos Gölü’nün doğusundan çıkıp Haliç’e dökülen Kâğıthane Deresi’nin, Haliç sahilinden başlayıp iki yakası boyunca uzanan çayırlık; bir zamanların ünlü mesiresi.
Bizans döneminde Barbisos denen Kâğıthane Deresi’nin adı, rivayete göre Fetih sırasında burada bulunan bir kâğıt imalathanesinden gelir. Bol sulu deresiyle ünlü bölgenin askeri depo, imalathane, toplantı yeri ve mesire olarak kullanılması, Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) oldu. Özellikle kuyumcu ve saraç esnafı görüşmek ve eğlenmek için Kâğıthane’de toplanmayı âdet edinmişti. Kanuni de şehzadelerinin düğünlerini burada yapmıştı. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde çınar, kavak, söğüt ağaçlarıyla bezeli bölgenin Avrupalı, Asyalı ve Afrikalı tüccarlar ve seyyahlar arasında çok revaçta olduğu, tatil günü olan cumaları, İstanbul halkının kayıklarla Kâğıthane’ye akın ettiği anlatılır.
Aileler evden getirdiği yemekleri yer, kadınlar salıncakta sallanırken erkekler piyasa yapar, gösterişi seven zenginler faytonlarıyla tozu dumana katardı. Gezgin çalgıcılara danslarıyla Sulukuleli Çingeneler eşlik eder, hokkabazlar, kuklacılar, ortaoyuncuları gösteriler yapar, muhallebiciler, şerbetçiler dondurmacılar çıngırak çalarak veya bağırarak mallarını satardı.