Seçkin Erdi: “Bizzat Fuar yolunu Kentsel Dönüşüm yahut Kent Politikaları hususunda bir ‘turistik gezi’ye çevirmek mümkün…”
okuma süresi 3 dakikaBeylikdüzü neden bu kadar uzak ve neden yayıncılar kalkıp her sene oraya gidiyor sence?
Hadi yayımcılar gidiyor ekmek parası ne yapalım, ama okuyucular da geliyor. Fuar hepimiz için tuhaf ama kaçamadığımız bir buluşma gibi. Ve on küsür sene öncesinin anılarında kalmış olsa bile hâlâ Tepebaşı günlerine referans veriliyor olması mekândan bağımsız bunun bir perakende satış şenliğinden ziyade yayımcılar (patronlar, çalışanlar vs) için sosyal bir kaynaşma vesilesi olduğunu da imliyor. Şimdi okuyucu ayağına geri dönersek aynı azmi bu cenahta göremiyoruz. Mesefe hep bir ketleyici unsur olarak zihinlerde asılı duruyor. Ayrıca çocuk ve ilkgençlik kitapları kitlesinin Fuar’da egemenliği mevcut, dolayısıyla kalabalık bazen çok da iyi bir şey olmayabiliyor. Basitçe çocuk -ilkgençlik kitapları etkinlikleri- stantları ile geriye kalan stant-etkinliklerin gerekirse tarihsel olarak birbirinden ayrılması fena fikir olmaz.
Ayrıca bu mesafe krizini fırsata çevirmek de mümkün; mesela Fuar salonlarında gerçekleştirilen paneller, sohbetler, okumaları vs servis araçlarına kaydırabiliriz. Düşünsenize Taksim’den Beylikdüzü’ne bir otobüs insan boşboş oturmak ve uzaklığa dertlenmek yerine yeni bir roman’dan parçalar yahut şiir okumasına katılarak geliyor, yahut iki yönlendirici eşliğinde bir panele katılıyor. Bizzat yolun kendisini Kentsel Dönüşüm yahut Kent Politikaları hususunda bir ‘turistik gezi’ye çevirmek mümkün değil mi, bu sunumları yapabilecek yetkin araştırmacı ve akademisyenlerin kitapları da zaten Fuar’da okuyucusunu beklemiyor mu? Fuar’a geliş-gidişleri şenlendirebiliriz belki böylece.
İstos ilk defa katılıyordu bu sene, değil mi?
2012 Haziranında ilk kitaplarını yayımlamış bir yayınevi olarak geçen seneki fuara katılmak bizim için erken olacaktı. Bu yıl 16 kitaba ulaştık ve okuyucuya sunabileceğimiz daha zengin bir içerik olduğu için Fuar’a katılmayı uygun gördük.
Sen İstos’ta ne yapıyorsun? Fuarda neler yaptınız?
istos kadrosundaki her fani gibi ben de editörlükten koli taşımaya kadar her işi yapıyorum. Fuar’da iki etkinliğimiz ve bir imza günümüz vardı. Pek ilgi görmese de ilk matbaadan bugüne Rum yayımcılık geleneğini konuştuğumuz etkinliğimiz bizim için de epey kafa açıcıydı. Yakın zamanda bu hususta bir kitaba başlayacağız görünen o ki. Ayrıca Ahmet Ümit ve Anestis Vasilakeris’in okuması ve Ari Çokona’nın sunuşlarıyla güzel bir Kavafis etkinliği gerçekleştirdik. Onun dışında dükkân bekledik, sigaraya kaçtık, sattığımızdan daha fazla kitap satın alıp kara kara düşündük.
“Yuh bu kadar da olmaz” dediğin bir şey oldu mu fuar boyunca?
Rakı vakası diyelim. Açıktan ırkçı yazarların kitaplarını görmek çocukların gelişimini olumsuz etkilemiyor ama rakı kitabı görmek etkiliyorsa vay ki vay.