Murat Menteş: “Artık şiir değil, reklam ezberleniyor…”

okuma süresi 2 dakika
Üçüncü romanı Ruhi Mücerret'le çok ses getiren Murat Menteş, büyükkeyif'e konuştu...

Ruhi Mücerret, zarfıyla da çok düşünülmüş bir kitap: Kapakta üç boyutlu Cüneyt Arkın ve Orhan Gencebay var. “Pop-art” mı bu mesela?

Kapağın bir pulp art [ucuz sanat] örneği olmasını istiyordum. Motto’nun sanat yönetmenleri Onur ve Kutan’dan rica ettim. Onlar da romanı inceleyip bu kapağı tasarladılar. Hareketli görüntü fikrini ben ortaya atmıştım, fakat sonra vazgeçtiğim halde arkadaşlar fikri uyguladılar. Sanırım fena olmadı. Hatta niyet ettiğimizden daha fazla dikkat çekici bir kapak çıktı ortaya.

Sadece kapak değil, mizanpajı da, arka kapağı da ince hesaplanmış. April’e geçme sebebi bu muydu?

Tabii ki hayır. İletişim Yayınları’ndan her bakımdan, son derece memnunum. April’in yayın yönetmeni Egemen İpek çok yakın dostum. Ruhi Mücerret’in April’den çıkması, yeni bir entelektüel yoğunluk bölgesi oluşturma gayretimizin uzantısıdır.

Ruhi Mücerret’te aksiyon ve mizah öğeleri öne çıkıyor. Bununla birlikte bilgece bir yön de var. Romanlarınızda böyle bir formül uyguladığınız söylenebilir mi?

Ben aslında romanda anlattığım hikâyeyi okunmaya, anlaşılmaya ve mümkünse tekrar okunmaya değer kılmaya bakıyorum. Haklısınız şiddet, aksiyon, komedi ve birtakım derin düşüncelere yer vermeye çalışıyorum. Bunların ötesinde akıcı, hızlı okunan fakat kendi kıymetini hissettiren eserler vermeyi gözetiyorum. Başarıyor muyum? Okurun takdirine kalmış bir şey.

Ruhi Mucerret sonso

Kitapta marka adı söylemekten imtina etmiyorsunuz. Neden?

Markalar günümüz gerçekliğinin güçlü, belirleyici, etkili unsurları. Kapitalizmin yumuşak değil, sert karnı. Edebiyatın gerçeklerle temas edebileceği en kritik noktalar olarak görüyorum markaları. İnsanlar artık şiir ezberlemiyor, reklam ezberliyor. Dolayısıyla markaları görmezden gelmeyi manalı bulmuyorum. Aksine, onları edebiyat evreninde ‘konumlamak’ zihin açıcı olabilir. Çünkü kapitalist hiyerarşi ile edebiyat terbiyesi arasındaki farkı görmemizi sağlar.

Romanlarınızda sürekli bir “bilgi aktarımı” da var. Bunlar gündelik hayatta da sizi ilgilendiriyor mu?

Açıkçası, bilgi veya düşünce aktarmak için özel bir çaba sarf etmiyorum. Hikâyeler yalnızca olaylardan ibaret değildir. Duygu, anlayış, fikir, bilgi de içerirler. Haberci tarafsızlığı veya nesnelliğini aştığınız anda işin rengi değişir.

Kitaptan film yapmak istesek, kime başvuruyoruz?

Sahi, ben de Ruhi Mücerret’in filme uyarlanması en kolay romanım olduğunu düşünüyorum. Sanırım yayıneviyle görüşmek gerekiyor.

Yazarın fotoğrafı: Muhsin Akgün

About The Author

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.