Beckett’i bahane ederek Sel Yayıncılık’ı aradık…
okuma süresi 3 dakikaKimine görüşüyoruz?
Mehmet Onur Doğan.
Siz, Sel’de ne yaparsınız?
Editörlük.
Beckett’in ilk romanını yayımladınız, romanın hususiyeti nedir?
Çok önemli bir edebiyatçının çeşitli kereler uygunsuz olarak nitelendirilerek reddedilmiş, ancak “ünlü” olduktan sonra basılmaya layık görülmüş ama bu kez de kendi eserine küstürüldüğü için yayınlanmasını istemediği ilk romanı olmasından daha önemli bir kitap Sıradan Kadınlar Düşü. Kısaca tarif etmek gerekirse bir Beckett arkeolojisi diyebilirim. Arkeolojiyi biraz açayım: Otobiyografik bir eser olduğu zaten biliniyor, otobiyografik özellikler taşıyan Belacqua karakterinin yanı sıra, yine tanıdıklarından esinlendiği Alba ve Smeraldina gibi karakterler de Beckett’ın daha sonraki eserlerinde yer almaya devam ediyorlar. Sadece karakterleri değil kimi eserlerinin iskeletlerini de bu kitapta bulmak mümkün. Ama sadece bu eskizleri değil, kendisiyle, bir sanatçı olarak kendisinin dünya ve insanlarla ilişkisiyle, bir bütün olarak kültürle tartışıp kavga ettiğine de tanık oluyoruz Beckett’ın. Kendi atmosferini yaratırken örneğin bir anda Balzac’ın kitaplarındaki atmosferin ince bir eleştirisi ile karşılaşıyorsunuz. Mitolojiye, edebiyat tarihine, müziğe yapılan göndermelerle hem esin kaynaklarını sergiliyor hem de kendi estetiğini kuruyor. Yaptığı müzik analojileri ve renk çağrışımları da romanın bir başka “hususi” yönü.
Beckett’i ilk defa basıyorsunuz sanki?
Aslında ilk değil. “Geceyarısı Kitapları” isimli bir dizimiz vardı, sen hatırlarsın. Uzun süredir uykuda olan ancak bugünlerde tekrar yeni bir planlamayla hem eskilerden tekrar baskılar hem de yeni kitaplarla yeniden canlandıracağımız Geceyarısı Kitapları’ndan Beckett’ın Dünya ve Pantolon isimli kitabını yayımlamıştık. Bir de kendi eseri olmasa da hayali bir dostlukla konuk olduğu Tahar Ben Jelloun’un Beckett ve Genet: Tanca’da Bir Çay isimli kitabını yayınladık. Sonrasını sen sormadan söyleyeyim; daha önce yayımlanmamış olan kısa öykü ve novellalarını ve bu ilk kitap gibi cesur işlerini basmaya devam edeceğiz.
Şiir yayımlamaya devam edin lütfen. Edeceksiniz, değil mi? 🙂
Şu anda yeni şiir dosyası kabul etmiyoruz ama yazarlarımızın kitaplarını yayımlamaya devam edeceğiz. Şiir yayıncılığının ve editörlüğünün daha özel bir alan olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca bunu daha iyi yapan ve yalnız bu işe odaklanan butik yayınevleri de çoğaldı ki bu iyi bir şey. Ancak elbette bizi çok heyecanlandıran bir dosya olursa kayıtsız kalmayız. Ama bir şeyi yayımlamak için önce yazılması lazım tabii, bunu da eklemek gerek. Haksız mıyım?
Teşekkürler…
Ne demek efendim, biz teşekkür ederiz.