Eray Canberk anlatıyor: Yusuf Atılgan

okuma süresi 2 dakika
Atılgan, Cağaloğlu’nda çalıştığı sıralarda iş çıkışı belli bir saatte vapura biner ve yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlayan perşembe sofrasına katılırdı. İşten ayrıldıktan sonra ise sofraya ilk gelen kendisi olurdu. Az içer, az konuşur ve çok sevdiği oğlu Memo’yu özlediğini söyleyerek evine dönmek üzere erken kalkardı sofradan.

(1921-1989) Aylak Adam ve Anayurt Oteli romanlarıyla ve ayrıca hikâyeleriyle de tanınan, içki olarak rakıyı yeğleyen yazar.

Türkoloji öğreniminden sonra kısa bir süre askeri öğretmenlik yaptı. Öğrenim ve öğretmenlik yılları dışında 1974’e kadar doğup büyüdüğü Hacırahmanlı (Akhisar, Manisa) köyünde yaşadı. Bu yıllarda daha çok arkadaş çevreleriyle köyünde, Akhisar’da, zaman zaman da gidip geldiği Manisa ve İzmir’de rakısını içti. 1974 yılında ikinci evliliğini yaptıktan ve bir süre Ankara’da kaldıktan sonra İstanbul’a gelip Moda’ya yerleşti. Rahatsızlanıp içkiden uzak durması gerektiği günlere kadar da genç yazar arkadaşlarıyla birlikte Perşembe toplantılarının değişmez üyesi olarak kaldı. Bu toplantılar, adından da anlaşılacağı gibi Perşembe akşamları yapılıyor ve Kadıköy’ün çarşı içindeki eski içkili lokantalarından Deniz Kale Lokantası’nda buluşuluyordu.

Atılgan, Cağaloğlu’nda çalıştığı sıralarda iş çıkışı belli bir saatte vapura biner ve yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlayan perşembe sofrasına katılırdı. İşten ayrıldıktan sonra ise sofraya ilk gelen kendisi olurdu. Az içer, az konuşur ve çok sevdiği oğlu Memo’yu özlediğini söyleyerek evine dönmek üzere erken kalkardı sofradan.

Ortaklaşa ödenen hesap için de belli bir para bırakmayı unutmazdı. Daha mezeler gelmeden “Eh, boş eve hırsız gönderelim!” diyerek rakısından bir yudum alırdı. Sarımsağı çok sever ve meze olarak da yerdi. Bazı perşembeler her zamankinden fazla keyiflenir ve fakülteden sevgili hocası Ahmet Hamdi Tanpınar’ı anlatır, Divan şiirinden ezbere bir iki dize söylerdi. Perşembeleri kaçırmamak için, çok sevdiği köyü Hacırahmanlı’ya gidiş geliş zamanlarını bile ayarlardı. “Ayrıca, bizim kısaca Deniz diye adlandırdığımız lokantamızı ve bize yakın ilgi gösteren lokanta çalışanlarını da aynı biçimde sevip benimsemişti. Bu yüzden başka yerlere gitmemizi hiç istemezdi.” Nitekim 1980’lerin sonlarında Deniz Lokantası’nı bırakıp bir başka yerde toplanmaya başlamamız içine dert olmuştu. On yıla yakın bir süre içinde çok ender olarak başka yerlerde içki içti. Rahatsızlığı sırasında evde de kaçamak bir iki yudum içtiğini söylerdi.

Eray Canberk, Rakı Ansiklopedisi

About The Author

Diğer yazılar

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.