BüyükKeyif 2005’te açıldığında, daha blog lafı ortada pek dolanmazken kimse inanmamıştı konusu rakı olan bir portal olabileceğine. Onbinlerce rakısever bir araya geldi BüyükKeyif’te. Ve onbinlerce, yüzbinlerce sayfa içerik üretildi BüyükKeyif’te rakıyla ilgili. Rakı, BüyükKeyif.com’a kadar sofrası, kültürü, tarihi olan önemli bir içkiydi. BüyükKeyif.com’dan sonra literatürü de var. İnternet’te dağ taş BüyükKeyif sayesinde anason kokusuna bulandı. Ortada blog lafı yokken BüyükKeyif vardı. Derken devran döndü. Biz şımardık. İki şeyi atlıyoruz dedik:
a) Rakı, asla sadece bir içki değildir. Bir cibilliyeti, kültürü, onu sevenlerin sınıflar ötesi bir kesişim kümesi vardır. O da ehlikeyifliktir. Sakin olmak, yavaş yaşamaktır. Demek ki rakıseverlere sadece rakıdan bahsetmemeliyiz. Bir “Yavaş yaşama kılavuzu” olmalıyız.
b) Yukarıda tarif ettiklerimiz henüz rakıyla, adabıyla, kültürüyle tanışmadıkları için başka içkiye meftun olanlar için de bir cazibe kaynağı olabilir. Onlara da iyi davranmalıyız. Kucaklamalıyız.
Ve bu iki “vizyon” bize BüyükKeyif 3.0’ı getirdi. Artık bir yavaş yaşama kılavuzuyuz. Hiç bir yere hiç bir şey yetiştirmeye çalışmıyoruz. İnsanı çalışan bir hayvan zanneden zihniyetle mavra yapıyoruz. Milyonlarca yıl süren evrimin sonucunda 8 saat bir masada oturan insanlar çıkmasının büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Sakin oluyoruz. Dün bittiğine yarın da gelmediğine göre bugüne yoğunlaşıyoruz.
Büyük bir keyifle yaptık BüyükKeyif’i. Başka türlüsü berbat olurdu zaten.