Her şey rakı için: Bu Başbakan bir harika dostum!
okuma süresi 4 dakikaSayın başbakanımız başta olmak üzere AKP büyük oranda rakı için çalışıyor, farkındayım. Ama niyeti her ne olursa olsun rakıyı bu biçimde sürekli gündemde tutmak çok tehlikeli. Rakıdan muhabbeti, kültürü çıkarın geriye uyuşturucu kalır. Bunu da en başta rakıcı adam istemez.
Baştan alalım.
Rakının tanıtımı için müthiş faydalar sağlayan Bülent Arınç’a demediğini bırakmadı millet. Halbuki adam ne dedi altı üstü? “O şarkıyı çalma, rakı filan geçiyor”.
Herşeyden önce benim ne kadar “Doğuş çalma, barsaklarım bozuluyor” deme hakkım varsa Bülent Arınç’ın da “Vardar Ovası çalma, kafam bozuluyor” deme hakkı var. Üstelik adamcağız şaka yaptığını da söyledi. Kendisiyle -bu konuda- hiçbir problemim olmadığını duyururum.
Arınç, bu lafı söyledikten sonra Twitter tarihinde görülmemiş sayıda rakı kelimesi uçuştu. Burası biraz yeniyetme Frenkçe olacak ama #direnrakı hashtag’i iki gün boyunca trending topic kaldı.
Hadi bakayım o kadar rakı rakı diye vik vik eden cevval gençlerimiz yapsaydı da görseydik rakıyı bu kadar popüler. Vefa Zat, Aydın Boysan, Deniz Gürsoy gibi üstatlarımız yıllardır rakı rakı diye nicesine sarılıyor, bu kadar etkili olabildi mi?
(Bu arada Vefa Zat üstadımızın yüzüne photoshop ile Bülent Arınç’ı yapıştırıp dalgasını geçen kardeşimizi de, “Bunları hep AKP yapıyor sonra ortaya çıkarmış gibi yapmak için” diyerek “ortaya çıkaran” kardeşimizi de kınıyorum. Öyle antin kuntin cinliklerle olmaz bu işler.)
Kurcalayın bakalım medya takip raporlarını rakı kelimesi başka ne zaman trendy olmuş?
Doğru tahmin ettiniz. Başbakanın “Tıksırana kadar içiyorlar” dediği zaman. Sağ olsun başbakan sayesinde Google aramalarında ve medyada rakı kelimesinin geçiş sıklığı 20 kat kadar artmıştı.
Bir benzeri “Ayran milli içkidir” dediğinde yaşanmıştı.
Milli içki demişken, rakı ne zaman “Resmi Milli İçki” oldu? 2009’da. Yani yine AKP iktidarı zamanında ve sayesinde.
Ayrıca içki satışlarının aynı iktidar zamanında artmış olduğunu da belirtelim. Hele şarap üretimini tutabilene aşk olsun.
Devam edelim. Impact Databank’ın verilerine göre, distile (damıtılmış) alkollü içeceklerde Yeni Rakı 2010’da 10 sıra atlayarak dünyanın 16’ncı büyük markası oldu. Ha, bir de tereciye tere satma olayı var. Cumhuriyet tarihinin Yunanistan’a ilk rakı ihracatı da AKP zamanında yapıldı.
Eh, AKP rakı için bu kadar çalışıyor… Ama rakı da AKP’ye karşı boş değil. Devletin benzin, telekom gibi en yağlı geçim kaynaklarından birisi içki. Bu basit gerçek yağlı saçlı, gürbüz, “modern” ve iktisatçı danışmandan kaçar mı? Söylemiştir elbet. Her laf attığında daha fazla rakı lafı edildiğini acar başbakanımız ıskalayabilir mi?
Bu koşullarda hiç AKP’nin nihai hedefi içkiyi yasaklamak olabilir mi?
İçinde rakı olmayan bir Türkiye’nin ne kadar berbat bir yer olacağı umurlarında olduğundan değil elbette. Bütünüyle duygusal sebeplerle.
Ayrıca tarih şahidimizdir daha önce içkiyi yasaklayanların ne biçim şebek olduğu konusunda.
Peki, madem rakı yasaklanmayacak, bu tersinden PR’cı hallerin, sürekli bir rakıya içkiye takmanın, saçma sapan kısıtlamaların sebebi ne?
Hem kendi tribününe şirinlik, “bak ne biçim giydiriyorum kısıtlamalar getiriyorum içkiye sürekli” hem de içki reklamı, gelir artışı. Rakıcıyı kızdırmış kime ne?
Başbakan referandumdan beri toplum kutuplamacılık oynuyor. Aldı eline bir keçeli kalem, Türkiye’yi ikiye böldü. Biz ikinci, daha küçük kısımda kalıyoruz. Bulunduğumuz yerde “Her durumda içki içmeye devam edecek ve her durumda AKP’ye değil oy, kestikleri tırnağı dahi vermeyecek” ekip olarak mimlendik.
Ben de lisede kalacağım derslere yıl başında karar verip yıl boyunca rahat ederdim. Hal böyle olunca AKP de pek rahat atıyor salvoları. Çünkü başbakan istiyor ki keçeli kalemle ayırdıkları vatandaş içsin, daha çok içsin. Kendi gettosunda içsin. Ayak altında dolanmadan içsin. İçtiğini göstermeden içsin. Görünmez olsun içsin.
Ama çizginin öbür tarafında kalan “halkına” erişemesin. Onlar ayran içsin.
Ucuz bakkal hesabı. Döner.
Ama bu naif hesap dönene kadar olacakları geri almak zor olacaktır.
Şöyle ki, hareket artık topa değil, oyuna. Yani hedeflenen artık rakı değil, kültürü.
Başta dediğimiz gibi. İçkiden kültürünü çıkarın, uyuşturucu kalır geriye.
Sofra başında özenle seçilmiş yudum yudum içilen şarap ile kesekağıdına sarılmış langır lungur içilen şarap bir olur mu? İlki kültürdür, sefadır, keyiftir, görgüdür. İkincisi uyuşturucudur.
Rakı âdabının ilk kuralı sarhoş olmamaktır. Rakıya uyuşturucu muamelesi yapmamaktır. Akşamcı sofrasına gevşek adam kabul etmez. Bu kültürdür rakıyı muteber kılan. Bu âdaptır rakıyı birleştirici yapan.
Bununla oynamak ateşle oynamaktır. Benden söylemesi.