#müslümbabagitme – “Yakarsa Dünyayı Garipler Yakar”
okuma süresi 4 dakika
Yakınlarının “umudumuz yok” demesi, bizim de kolumuzu kanadımızı kırdı. Bir döneme damgasını usulca vurmuş, memleketin en has fenomenlerinden biri olan Müslüm Gürses’in bizi bırakıp gidecek olma ihtimali bile, binlerce insanı çok üzmeye yetti. Twitter’da da başlıktaki heştegle epey insan şarkılarını paylaşıyor, üzüntüsünü bölüşüyor ve “gitme” diyor.
Biz de, “gitme” temennisini yüzbinlerce tekrar ederek bir liste hazırladık. Retrospektif gayretiyle değil, sofralarımıza eşlik etmiş bir liste olması bağlamını gözettik. İçimiz titriyor, ya Müslüm Baba da giderse?
Yaranamadım:
Girişinde Müslüm Baba’nın şiirini de okuduğu, “yine de kimseye yaranamadım” diye ünlediği şarkı. Seksenlerin ortasından sesleniyor bize Gürses. Sesi gür değil, duygusu gür.
Yıkıla Yıkıla:
Bu da seksenlerin ortasından. “Yaranamadım”ın girişinde şiir okuyordu Baba, bunda nakaratta terennüm ediyor. Yüreği kırılmış kadehe benzetiyor. Yani o çok ayaklı piyale. Yani ne çok kırılan. Bu şarkıda, masanın üzerinde şarap mı olmalı, rakı mı? Karar veremedik biz.
Yeter Tanrım Yeter:
Müslüm Baba’nın ilk dönem eserlerinden. Sesinin de, müziğinin de henüz “bildiğimiz” haline varmadığı zamanlar. Sanat musikisinden el alan bir terbiyeyle söylüyor burada Baba. Bir de türkü söylüyor ki bazan, hem ne türkü. Geliyor o da şimdi:
Haydar Haydar:
İki buçuk dakikalık introsu, Ali Ekber Çiçek üstatla yapılan icra, semah, Sıdkı müstearlı şairin şahane şiiri ve olağandışı bir Müslüm Gürses yorumu. “Bülbül oldum firdevs bağında öttüm” diyor şair. Firdevs, yani cennet, yani behişt, yani yârin bahçesi. Hadi bir defa daha o introya.
İtirazım Var:
İşte Müslüm Gürses dili ve edebiyatını temsil kabiliyetine sahip bir şarkı. Aslında bir dönemin belki de tamamını temsil ediyor bu şarkıyı. Yarım kalan sevgiye, şu emanet gülmeye, yaşamadan ölmeye itirazımızın olduğu söylüyor Müslüm Baba. Yalana dolana itirazımızın olduğunu da. Yani, yakarsa dünyayı garipler yakar diyor. Bir daha.
Yakarsa Dünyayı Garipler Yakar:
Manifesto denir mi buna? Aslında denir, üstelik bunun adı tevil bile olmaz. Bezafişe basıldığını biz hatırlıyoruz, slogan olduğu hali de. Çığlık desek, başımız ağrımaz bu şarkı için. Ali Tekintüre’ye ve Vedat Yıldırımbora’ya müteşekkiriz elbette.
Senin Hasretin Varken Bu Şehirde Yaşanmaz:
Bu şarkı da 70-80 döneminden, biraz kıyıda köşede kalmış klasiklerden. Kompakt, derdi net, icrası çok temiz. Baba’nın çektiği “of”u biraz aşılıysanız kaldırabiliyorsunuz. Öteki türlü şok etkisi yapıyor. Yaylı partisyonları, yumuşak geçişler ve “feryat”. Bu da aniden misafir olur sofralara. Anasonlu.
Unutamadım:
İşte bir Müslüm Gürses klasiği. Burhan Bayar’ın besteleyerek güzellik yaptığı bir eser. “Kim bilir kimler var şimdi kalbinde?/ Sen beni unuttun çoktan belki de” septikliğini hangimiz tanımıyoruz? “Her şeyde sen varsın, unutamadım” kısmına da meclisteki herkes bir ağızdan eşlik eder. Etmeyenini görmedim, eşlik etmemek için Türkçe bilmemek şartı aranır.
Hasret Rüzgârları:
Bir Burhan Bayar bestesi daha. Rüzgâr efektli keder şarkısı. Çok bildiğimiz bir klasik. Sürekli başvurduğumuz bir büyüğümüz aslında. Bir büyükle belki. Akıl danıştığımız, kederlere düştüğümüz. Uzun uzun. 86 tarihlidir.
Fark Yaraları:
“Bizi bu farkları yaraları öldürür” yazsak ve sussak, kim ne desin?
Film görüntüleri eşliğinde video. Hususi izlenmesine…
Müslüm Baba gitmesen?..
Aldanma Çocuksu Mahsun Yüzüne:
Bu, resmi görüşümüz olabilir. Ehlikeyfin en sık danıştığı Müslüm Baba şarkılarından biri olabilir bu. Olsun. Sözlerinin ezelî şüpheciliği bir kenara, “sevmek çok güzel şey, aldanmak acı” dedikten sonraki kısımlarda, sesinin dalgalanması nasıl keder vericidir. Nasıl güzeldir.
“Yolcu” – “hancı” arasındaki kadim ikiliği de vurgular sözleri.
Yüzlerce defa dinlenilse, doyulmaz.
Yani ki, Müslüm Baba gitmesen?..
