Bir Sevene Sorduk: Nevzat Çelik

okuma süresi 3 dakika
15 Mayıs 1960 yılında Sinop’ta doğdu. 1965 yılından beri İstanbul’da yaşıyor. Mart 1980 Mart ayında DGSA’ya bağlı UESYO Grafik Bölümü 1’de okurken siyasal nedenlerden ötürü tutuklandı. Hiçbir organik bağının olmadığı bir örgüte üye olmak ve kimi eylemlerine katılmak iddiasıyla idam talebiyle dava açıldı.

15 Mayıs 1960 yılında Sinop’ta doğdu. 1965 yılından beri İstanbul’da yaşıyor. Mart 1980 Mart ayında DGSA’ya bağlı UESYO  Grafik Bölümü 1’de okurken siyasal nedenlerden ötürü tutuklandı. Hiçbir organik bağının olmadığı bir örgüte üye olmak ve kimi eylemlerine katılmak iddiasıyla idam talebiyle dava açıldı. 1982 yılından itibaren şiirleri bazı dergilerde yayımlanmaya başlandı. 1984’te o dönemin en önemli ödülü olan “Akademi Kitabevi Şiir Birincilik Ödülü” Şafak Türküsü dosyasına verildi. Kitap büyük bir etki yaptı. 1987’de ikinci şiir kitabı Müebbet Türküsü yayımlandı. “Hasan Hüseyin Korkmazgil” ve “Poetry International (Hollanda Şiir Forumu Ödülü)” ödülleri bu kitaba verildi. Birçok uluslararası şiir festivallerine katıldı. Şiirleri başta İngilizce, Almanca, Hollandaca olmak üzere pek çok dile çevrildi. 2011 yılında yargılandığı davadan tam 31 yıl sonra beraat ettirildi. Son yıllarda daha çok roman ve film senaryosu üzerine yoğunlaştı. 

Rakıyı ilk kaç yaşınızda tattınız? Nasıldı? 

Rakıyı, 16-17 yaşlarımda, yoğun koşturmalardan (yazı, afiş, korsan gösteri, yürüyüş, seminer çalışmaları gibi) fırsat bulup, hangimizin evi o an için uygunsa, zamanla sınırlı, dolayısıyla hızlı bir şekilde şaraba, biraya katarak içtik. Her seferinde zil zurna sarhoş olduk. Lise sona giderken, halden ve halimizden anlayan bir arkadaşımızın annesi mükellef bir rakı masası hazırlayarak evi bize bırakmıştı. Rakıyı adabıyla ilk kez o zaman içmiştik. Nasıl mı? Şahaneydi… 

Ne sıklıkla rakı içersiniz? 

Son iki yıla kadar hemen hemen her gün. Son iki yıldır haftada bir ya da iki. 

Rakınızı nasıl içersiniz? 

Bire bir sulandırırım. Rakı ve su soğuk olduğu sürece buz kullanmam. Ve tabii ehlikeyif varsa tercih ederim. 

Mümkün olsa kiminle rakı içmek isterdiniz? 

Hiç kuşkusuz rakı muhabbettir. Dilini bilmediğim, hayranlık duyduğum çok güzel bir kadınla (oyuncu, şarkıcı vb. Andrea Lima mesela) içmek isterdim. Akıllar hemen başka bir yere kaymasın! Burada amaç, rakının aynı dili konuşamayan iki insanın muhabbetine yaptığı katkıyı ölçmek! 

Rakının yanında en çok sevdiğiniz meze hangisi? 

Beyaz peynir. 

En sevdiğiniz rakı masası arkadaşınızı söyler misiniz? 

En zor soru bu. İsim vererek rakı masalarımı dinamitlemem! 

Rakıdan başka hangi içkileri seversiniz? 

Rakı öncesi ve sonrası birer malt bira. 

Meze yapar mısınız? 

Zaman zaman. 

Rakıyı bir duyguya benzetseniz hangisi olurdu? 

Araya zaman girse de kaldığı yerden başlayan dostluğa. 

Hangi ortamda rakı içmeyi tercih edersiniz? 

Boğaz’a bakan ya da yeşilin içinde, abartısız, müziğin, mümkünse sanat müziğinin, muhabbeti bastırmadığı mekanlarda, dostlarımla birlikte… 

Rakı ile en sevdiğiniz şarkı hangisi? 

Son birkaç yıldır, “Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun” 

Hiç tatmamış birine rakıyı nasıl tarif edersiniz? 

Biraz acıtacak ama alışacak ve sonrasında hep isteyeceksin! 

Rakı bir insan olsa adı ne olurdu? 

Özlem. 

Rakı sofrasından neleri uzak tutmalı?  

Meyve ve sebze hariç çiğ olan her şeyi! 

Ne olacak bu memleketin hali? 

“Rakı” üzerindeki fiyat, mekan ve mahalle baskısı çoğaldıkça kötü, azaldıkça iyiye gidiyoruz demektir! Hem ayranı rakının karşısına değil, yanına koymalı değil mi!

About The Author

Diğer yazılar

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.