Alakarga Yayınları: “Fuardan şahane tatil günlerini geride bırakıp gönülsüzce bavulunu toplayan çocuklar gib döndük.”
okuma süresi 3 dakikaAlakarga nasıl bir yayınevi? Neyi murat ediyor ve fuardan nasıl döndü?
Alakarga sakin bir yayınevi, çok satmak için yanıp tutuşmuyor. Okurun zamanını çalmaktan özenle uzak duruyor, gerçek edebiyatın peşinde olanlara, düş peşime, diyor, ben de onun peşindeyim.
Alakarga ortak bir çabanın ürünü. Yazarının da okurunun da el attığı bir kolektif de denebilir. Bu yönüyle, edebiyatın satılmadığı bir dünyanın hayalini kuruyor Alakarga öncelikle. Sonrası malum, yayınevi bulamamış tek bir yazar bile kalmasın, tek bir kişi bile kitap okumadan günü kapatmasın!
Fuardan nasıl mı döndük, şahane tatil günlerini geride bırakıp gönülsüzce bavulunu toplayan çocuklar gibi. Eh çok mu romantik oldu. Peki o zaman, herkes gibi döndük biz de fuardan, yayınevi olarak önümüze koyduğumuz hedefe, en azından okurların gözünde yaklaşmış olduğumuzu görerek. Doğru kitapları seçmenin, okurun yakınlık duyduğu bir kapak tasarımının, özenli yayıncılığın okurda coşkuyla karşılandığını görerek. Çok mu özel oldu, peki o zaman. Fuardan tam olarak şöyle döndük: Kitaplar yanımızda, arabamızda şarkılar söyleyerek!
Herkes ve hepimiz uzaklıktan, havasızlıktan vesaireden şikâyet ediyoruz. Sahi, insanlar onca yolu, onca zorlukla niçin geliyor?
Bunun yanıtını biz de bulabilmiş değiliz. Yayıncılar belki kendi açılarından bir yanıt bulabilir bu soruya. Niçin orada olduğunu açıklayabilir. Belki zorunluluk, belki çaresizlik, belki de gözü karalıkla. Ya okur, yalnızca kitapların, yazarların ve okurların olduğu, edebiyat dışında her şeyin geride bırakıldığı, herkesin birbirinin dilinden anladığı bu uzak, havasız yere niye gelirler! Bilemiyoruz gerçekten!
Fuarın yayıncıya ve okuyucuya faydasının yanında, yazara ne gibi bir faydası var? Dahası, var mı?
Yazarlar soruna fayda yönünden yaklaşmıyorlar çoklukla. Yazma süreci galibi belirsiz bir boğuşma ise şayet yazar için, dağıtım süreci ayrıntı kabilinden basit bir iş gibi görülüyor. Fuar da bunun bir parçası şüphesiz. Yine de yayıncıdan farklı olarak metnin okurda yarattığı etkiyi birebir gözlemlemek için iyi bir fırsat fuar. Tabii buna her yazar aynı düzeyde ihtiyaç duymuyor. Okurun tepkisini görmemek için fuarlardan özellikle uzak duran yazarlar olduğu gibi, fuarı bekleyemeyecek kadar sabırsızlananı da var. Her yazarın bir gezegen olduğunu varsaydığımızda şaşırmamak gerekir diye düşünüyoruz.
“Yuh bu kadar da olmaz” dediğin bir şey oldu mu fuar boyunca?
Fuar organizasyonu genel olarak başarılıydı. Eleştirilecek yanları yok değildi ama haksızlık etmek de istemeyiz. Yayıncılara ise şunu sormak iseriz: İnsanlar o kadar yolu tepip ayağınıza geliyor ey yayıncılar, gerçek bir indirimi hak etmiyorlar mı sizce?