“Kâğıthane” ile hızlıca konuştuk…
okuma süresi 3 dakikabüyükkeyif olarak sadece “Beleş Reklam” yapmayacağız. Baskın basanındır düsturuyla telefon söyleşileri de yapmak gayemiz var. Tasarımlarını çok sevdiğimiz, dükkânına uğramaya çalıştığımız ve inceden kıskandığımız Kâğıthane ile başladık telefon söyleşilerine. Israr edip devam edeceğiz, bizi arayıp “Neden benimle söyleşi yapmıyorsun?” diyene de telefonumuz, mailimiz, skype’ımız, gtalk’umuz açık.
Kâğıthane ile mi görüşüyoruz? Kimsiniz, biraz kendinizi anlatır mısınız?
Ben Emine Tusavul. Grafik tasarımcıyım. 20 yılı aşkındır bir ajansım vardı, son iki yıldır da bu ajansın içinde “House of Paper” Kâğıthane projesini yürütüyorum. Reklamcılıktan geliyorum. Kendi dükkânımızda Kâğıthane işlerini üretiyoruz bir süredir. Tasarım temelli bir durumumuz var.
Kâğıthane ne güzel isim. Nereden aklınıza geldi bu tasarımlar?
İstanbul’u bir de böyle anlatan bir yer eksikliğini hissediyordum. İnsanlar İstanbul’dan bir şey götürmeye kalktığında çarık, bir paket lokum gibi şeyler götürüyorlar mecburen. Tasarımın ağırlık kazandığı, kâğıdın da içinde olduğu bir yer fikri doğdu. Bir arkadaşım sohbet ederken “Yapsana madem, adı da Kâğıthane olsun” dedi. İsim annesi ben değilim ne yazık ki. “Yeter ki kâğıt olsun, hayatımızda olsun” düsturuyla fotoğraflar, düşünceler oluştu. 2011’de Karaköy’deki dükkânı açtık. Her ay yeni ürünler ekledik, kimi zaman eski ürünleri yenileyerek sunduk. O zamandan beridir hızla çalışmaya devam ediyoruz.
Karaköy’deki dükkânınız hassaten güzel. Ve lokasyon tercihi de bizce çok mühim.
Biz orayı seçtiğimiz zaman daha hiçbir yer yoktu civarda. Ön tarafta kardeşimin işlettiği bir kafe vardı, başka da pek bir yer yoktu. Bizden sonra hareketlendi o civar. Biz kokusunu erken almış olduk. Çok güzel bir yer Karaköy, düzayak, tarihî yarım adaya yakın. Şimdi şantiye alanı oldu, korkunç bir turizm inşaatı var. Umarız çok zarar vermez. Çünkü muazzam binalar var Karaköy’de.
Bozulmasından korkuyor musunuz?
Korkuyorum doğrusu. Bir yere ilgi arttı mı, bozulma da başlıyor çünkü.
büyükkeyif olarak yaptığınız rakı altlığı dikkatimizi çekti. Neydi gayretiniz?
Benzer şeyleri sürekli tasarımlarımıza eklemek istiyoruz. Buraları anlatan şeylerden biri rakı. O tasarım aslında bir serinin parçası. Rakı ve yanına su bardağı şeklinde bir tasarım yapmıştık. Kâğıt helva, simit, geleneksel çay bardağı da yaptık aynı seriden. Son olarak anneanne danteli yaptık. Sevgililer günü için de “sen-ben” olanını yaptık.
Peki biz Kâğıthane’ye gelmek istedik diyelim. Nasıl yapacağız bunu?
Karaköy’de, Fransız İş Geçidi’nde dükkânımız. Karakol ile katlı otopark arasında, karakola daha yakın bir geçit Fransız Geçidi. Şimdiki adı Kemankeş Caddesi. Ön tarafta Karaköy Bej var.
Nişantaşı’nda ise Topağacı’na bağlanan yolun üzerinde. Işık Lisesi ile Topağacı’nı bağlayan yolda. İnerken sola, çıkarken sağa bakarsınız bizi görürsünüz.
O zaman görüşmek üzere. Çok teşekkür ederiz!
Ben teşekkür ederim. Büyük keyifler dilerim.