“Sahnede bi’ deli adam”

okuma süresi 3 dakika
Sahneye ilk çıktığı günün ertesi sabahı bir arkadaşımın (Ebru Özpirinç’in) paylaştığı videosu ile tanıştım Can Bonomo’yla… Kelimenin tam manası ile şaşkınmış kendisi müdavimi olduğu Babylon’un sahnesinde…

Sahneye ilk çıktığı günün ertesi sabahı bir arkadaşımın (Ebru Özpirinç’in) paylaştığı videosu ile tanıştım Can Bonomo’yla… Kelimenin tam manası ile şaşkınmış kendisi müdavimi olduğu Babylon’un sahnesinde… İzmirli ve 1987’li bu “cılız çocuk” sahne heyecanının ilk 15 saniyede geçmediğini orada öğrenmiş. İlk albümü Meczup’un ardından ikinci albümü Aşktan ve Gariplikten’i 2012’nin sonunda çıkardı. İlk albümle ikincisinin arasına bir sürü başarı hikayesi ve ödül sığdırmayı da ihmal etmedi. (Kimdir bu Can Bonomo?)

Babylon “Meczup” Albüm Lansman Konseri – Meczup

Dün gece Bronx’ta ikinci albümün lansmanından sonra ilk konserini verdi. Mekanın boyutları için hayli kalabalık bir geceydi. Sahnede artık “cılız çocuktan” öte bir deli adam vardı. Zıplıyor, bağırıyor, gülüyor, içiyor… Bir oyun kurmuş kendine, bir kaç arkadaş da bulmuş, belli ki eğleniyor. Uzaktan bakınca ona yakışıyor da. Dışı bizi içi onu yakıyor değildir umarım… Adam sahneye yakışıyor çünkü, izlenilesi.

Sadri Alışık’a (Ali Baba), Aşık Veysel’e (Veysel), Barış Manço’ya (Kara Sevda), MFÖ’ye (Sakın Gelme), Karadeniz’e (Gökte Yıldız Ellidir), İhsan Oktay Anar’a (Min El-Aşk ve Min El-Garaip), Nazım Hikmet’e (Haberler İyi Paşam) selam yolluyor sahnesinden, saygıda kusur etmiyor. Yaşından ve şöhretinden beklenmedik bir olgunluk sergiliyor.

Her şarkısının bir hikayesi var ve yıl sonuna doğru bir şiir kitabı da çıkarmayı düşündüğünü okuyorum röportajlarında. Blogunu ilgiyle takip eden biri olarak, Küçük İskender’i kendine üstat olarak seçen Can Bonomo’nun şiirlerini de merak ediyorum. Dün gece Bronx’taki konuklarına küçük bir sürpriz yapıp, şiir de okuyuverdi sahnede…

Derdi olan adamları seviyorum. Sahnede mutlu aşk şarkısı söylerken canı sıkılan, dil çıkaran bir adam vardı mesela, pek haklıydı. Yazmadan geçemeyeceğim, keşke bir ara 25+ konseri verse, şöyle oturmalı bir yerde, hatta rakılı bir konseptte, dert faslı yapsa, arka masalardan birinde kendine yer ayırtacak insanlardan biri de ben olurum. Adamın rakıyla arasındaki yakın ilişki gözden kaçmıyor, beş şarkıdan birinde bahsi geçen alkolün sahnede rakı içen bateristle fotoğrafı tamamlaması hikayeyi fazla söze hacet bırakmadan özetliyor… Eee daha ne olsun, doldur be barmen….

İkinci albümünün şarkılarından biri olan Derda’nın benim için özel bir yeri var. Bu şarkıyı yazan kalbin, nasıl ayakta durduğunu merak ediyor insan. İlk dinlediğimden beri sürekli gözümden yaş akıtan şarkı, dün gece de o kalabalığın içinde beni yine ağlattı. Ne zaman dinlesem başımı gökyüzüne dikip yakın zamanda kaybettiğim kardeşime selam yolluyorum. Biliyorum cancağızım oturduğum her rakı sofrasının bir köşesinden bana gülümsüyor. Yeri dolmuyor…

 

Bonomo yalnız değil. Onun sahnesine ortak olanların hayatı da paylaştıkları, birbirlerinin başarılarına emek ettikleri, bu sağlam kaleyi el birliğiyle inşa ettikleri için mutlu oldukları, yorgunluklarını huzurla bezedikleri, çiğliğe bulaşıp çığlıklar atmaktansa gözlerindeki pırıltıda sessizce sergilemeyi tercih ettikleri zafer nidalarından okunuyor. İçli çocuklar bunlar, birbirlerine ve müziğe dayanarak ayakta kalıyorlar.

Bin masaldan bir kahraman çıkarırlar, sonuna gelseler de yolun, üzülmez yeni bir öykü yazarlar…*
                                                                                                      *Maşrapa ve Son isimli şarkılarından…

066

068

070

072

078

083

091

091

083

078

072

070

 Fotoğraflar: Adalet Çavdar

About The Author

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.