Emrah Serbes: “Ben de kendimden bir roman bekliyorum açıkçası.”
okuma süresi 2 dakika“600 sayfalık roman yazdım, 1000 sayfalık konuştum” diyorsun, o kısım tamam da, hiç mi konuşacak bir şey kalmadı?
O lafı röportajlardan kaçmak için söylüyorum ama senin durumun farklı. Behzat Ç. senaryosuna Kürtçe çevirilerinle muazzam katkıların oldu. Elbette konuşacak bir iki şey kalmıştır.
Konuşacağımızı duyan herkes “Ç.’nin sırrı” konusunda ısrarcı olup olmadığını soruyor. Sen Samed Karagöz’e söyledim, demiştin. Ç.’yi sormayacağım da, romanı ilk yazdığında bunca merak edileceğini tahmin ediyor muydun?
Hayır. Ama şu an için Ç.’nin sırrı sadece bende ve Samed Karagöz’de. Ve bu sır bize sorulmadığı gün kendimizi kötü hissederiz, işlerimiz ters gider.
Behzat bitiyor, filmin çekileceği de duyuruldu. Bir iyi, bir kötü haber. Ben sana başka bir şey soracağım: Hangi bölüm için “Arkadaş ne şahane oldu” diyorsun? Ben mesela, dönüp dönüp Behzat’ın Harun’u pavyonda döve döve “hayat dersi” verdiği sahneyi izliyorum açıkçası. Sen yabancılaşsan metne, hangi sahneden söz edersin?
Ercan ve Birol’la ortak yazdığımız bölümleri seviyorum. Özellikle onuncu ve otuzuncu bölümü. Bunun dışında usta izleyici için aslında pek çok gizemin açıklandığı 11. bölüm, birinci ve ikinci sezon finalleri, bir de bu senenin 78. bölümü favorimdir. 4. bölümde Akbaba’nın “cinayet ben oldum cinayet” dediği sahneyi ve 16. bölümde Harun’un “seviyorum merkez” dediği sahneleri de çok severim.
Samatya’da sofraya çöktük farz edelim, Neşet Ertaş dışında kim çalmasa asla olmaz?
Yıldız Tilbe.
Erken Kaybedenler‘in eski adını hatırlamıyor gibi yapayım ama asıl soru: Üç şair saymanı istesem senden?
İsmet Özel, Akif Kurtuluş, küçük İskender.
Senden roman bekleyenlere iki satır bir şey söylersen, beni de “O soruyu neden sormadın!” derdinden kurtaracaksın.
Evet, ben de kendimden bir roman bekliyorum açıkçası. Ama iyi bir roman yazmak için sinir bozucu derecede düzenli bir okuma-yazma disiplinine sahip olmak lazım. Çünkü bir romanda alan hakimiyeti kurmak çok zor.