Rauf Kösemen: “İngilizlerin James Bond’u gibi bizim de bir Behzat Ç.’miz var.”
okuma süresi 3 dakikaRadikal‘de Bahar Çuhadar film üzerine söyleşi yapmıştı, senin de içinde olduğun dört kişiyle. O günden bugüne ne değişti Behzat Ç. ile Rauf Kösemen arasında?
Bende ve bir dizi karakteri olarak amirim ve ekibinde pek bir değişiklik olmadı. Ama dizi olarak Behzat Ç. epey değişti. Dizi kanal değiştirince mekânlar güzelleşti, figürasyondaki oyunculuklar iyileşti, araba patlatmak filan gibi paraya kıyılan özel efektler kullanılmaya başlandı. Yeni karakterler katıldı.
Yeni karakter deyince, mesela Barbaros ve Muzaffer Türkiyeli seri katil karakteri için oldukça fantastik ama çok sağlam iki tip. Muzaffer’in “biz Amerigan seri katili miyiz, sen saat toplayarak kime mesaj veriyon?” repliğini hiç unutmuyorum. Bu ikilinin ayrı bir dizisi bile olur. Hatta Dexter’in tahtını sallar.
Tanıdığım en sıkı Behzat Ç. takipçilerinden birisin. Ç. için fikir yürüttüğünü de anımsıyorum? Sence nedir bu Ç.’nin hikmeti? Emrah, “Sırrımı bir tek Samed Karagöz biliyor” gibi bir söz de etmişti yanılmıyorsam.
Hayır o sırrı bir tek ben biliyorum. 🙂
Aslında ne anlama geldiğini hiç merak etmedim. Ç. işte. Ne olduğunun ne önemi var! Gerçi bir ara Ercüment Çözer ile Behzat Ç. kardeşmiş, amirimin soyadı “Çözer”miş diye bir sahte dedikodunun yayılmasını hızlandırdım sanırım. O günlerde herkesin aklına böyle bir olasılık geliyordu. Biraz da bu tahmin çılgınlığını tiye almak için “ben biliyorum, o ç ‘Çözer’in ç’si” diye ortalıkta yazıp söyledim.
3 sezonluk dizi için bir cümle kurmanı istesem, ne dersin?
“Tadı damağımda kaldı.” derim.
Bitişi için ne düşünüyorsun? Sence miadını doldurmuş muydu? Yoksa erken mi gene de?
Kesinlikle erken bitiyor. Ana öykü zenginleşiyor, bir nevi X Files tadında, ülkenin popüler komplolarına, suikastlerine, derin devletine, mafyasına, polisine, ordusuna, iş dünyasına vb. temas ede ede ilerliyor ve esnedikçe esniyordu.
Karakterlerin zenginliği de düşünülürse yan öyküler de bitecek gibi değil zaten. Eda-Harun ilişkisinin etrafında dönsen dünya kadar şey anlatırsın. Kaldı ki, Akbaba, Hayalet, Cevdet, Şule, Tahsin gibi bir dizi karakter var hikâyeleri anlatılacak. Cevdet ve Aslı’ya biraz girdiler, bir yıllık hikâye çıktı ve hâlâ dünya kadar detay var anlatılabilecek. Mesela Tahsin daha hiçbir hikâyenin konusu olmadı.
Her bölümde ortaya çıkan tekil öyküler de neredeyse sınırsız. Burası Türkiye, düşünsene kadın cinayetleri, dizi çalışanlarının durumu, porno cd yapımcıları, çocuk işçilik gibi birbiriyle ilgisi olmayan konular dizideki bölümlerin tekil konularını oluşturuyordu. Ne bu konular, ne ana öykü ne de yan öyküler tükenmedi daha.
Diğer yandan bence Behzat Ç. öyle bir olgunluğa erişti ki artık İngilizlerin James Bond’u gibi bizim de bir Behzat Ç.’miz var. Yani nasıl Batman, Süpermen, Karaoğlan gibi çizgi romanlar ayrı oyuncularla yeniden çekilebiliyorsa Behzat Ç. de artık o mertebeye erişti.
Behzat Ç. için bir şey yapsan/tasarlasan, ne olurdu bu? Aklından geçti mi hiç? Yoksa yaptın da, ben mi görmedim?
Bira etiketi ve rakı bardağı. Hatta bira etiketi tasarladım ama Ercüment Çözer kafama silah dayayıp elimden aldı. 🙂