Eleos Restoran’da Yunan Müziği Önyargılarımı Güncellediler

okuma süresi 2 dakika
Bendeniz Yunan müziğini sıklıkla heceleyerek terennüm edilen eskimiş ama kuşkusuz kıymetli bir müzik olan rembetiko yahut bizimkinden bile berbat Yunan pop müzikleri ile tanıdığım için korkarak gitmiştim oraya da. Hiç bu kadar uzun süre Yunan müziğiyle aynı odada bulunmamıştım nitekim.

Son Ekim başında eşim Gökçe (Altunay) muteber arkadaşım Tan (Morgül), 2’lik oğlum Ali İlyas ile birlikte Thassos (Taşöz) adasına gitmiştik. Ada çok güzeldi. Biz de çok güzeldik. Özetle yedik, içtik, uyuduk ve denize girdik.

Derken, Tan’ın sıkça anlattığı, Yeşilköy’deki Eleos restoran’ın sahibi Aleks’in referansıyla adanın öbür ucundaki To Limani restorana gittik. Bizim tek derdimiz güzel manzara, iyi muhabbet, tabii ki uzo ve ahtapot ızgara idi. Fakat iki fazlasını bulduk: Nikolas Argiropoulos ve kardeşi Gavrilos Argiropoulos.

Bu iki güzel insan bize öyle bir muhabbet gösterdiler ki, çıkarken Tan ve ben pek dışarı taşırmadık ama Gökçe’nin gözlerinde tomurcuk yaşlar vardı. İşin nefaset kısmı bir kenara bu kadar kalpten bir muhabbete orada olsak muhakkak müdavimdik.

Şu kadarı ipucu olacaktır, Niko bir ara ortadan kayboldu. Gecenin o vaktinde çarşıya gidip açık yer bulup Ali İlyas’a hediyeler almış. Onu getirdi.

Niko’yu ve kardeşini hafızamızın derinliklerine kazıdıktan sonra, geçen hafta Eleos Restoran’da özel bir gece haberi verdi Tan. Niko (sadece barba değil, bir yandan da isim sahibi bir müzisyen, buzuki ustası) arkadaşlarını toparlamış İstanbul’a gelmiş, Eleos Restoran’da özel bir gece yapacakmış. Müzikli.

O gece hem Aleks Karaköse ile, hem Eleos Restoran’la hem de Niko’nun müziğiyle tanıştım. Üçünden de müthiş hazzettim. Bunun insanlık açısından bir önemi olmayabilir, ama kişisel tarihim açısından şöyle bir önemi var. Bendeniz Yunan müziğini sıklıkla heceleyerek terennüm edilen eskimiş ama kuşkusuz kıymetli bir müzik olan rembetiko yahut bizimkinden bile berbat Yunan pop müzikleri ile tanıdığım için korkarak gitmiştim oraya da. Hiç bu kadar uzun süre Yunan müziğiyle aynı odada bulunmamıştım nitekim. Fakat heyhat. Tan da ben de çok iyi vakit geçirdik.

Aleks sağ olsun bize grubun hemen önündeki masayı ayırmıştı. Sanki benim bu Yunan müziği anksiyetemi duymuş gibi 🙂 Herşey çok keyifliydi. Zaten Yunan müziği hakkındaki önyargılarımdan kurtulmaya çalışıyordum. Bu gece radikal bir adım oldu benim için.

Velhasıl Thassos adası ve To Limani’yi (Niko’nun tavernası) Tan’ın Radikal’de yayınlanan “Thassos Adası’ndan ‘yumuşakça’ lezzetler” adlı yazısında, Eleos’u da yine Tan’ın GQ dergisinde yayınlanan “Eleos: Yeşilköy’ün ‘beyaz meyhanesi’” yazısında lezzetli ve detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz..

Aşağıdaki iPhone marifetiyle çekilmiş video ile de geceyi bir miktar koklamanızı sağlayabilirim umarım.

https://twitter.com/metinsolmaz

About The Author

Diğer yazılar

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.