Bazı şehirler yavaş ve sakin
okuma süresi 2 dakikaArkitera’da yayımlanan “Hızla Yayılan Yavaş Şehirler/ Yavaş Şehir Chiavenna” başlıklı makale, İtalya’dan dünyaya yayılan “Citta Slow” (Slow City) hareketinin ne olduğunu ilk anlatan metinlerden biriydi. Zeynep Güney tarafından derlenen bu makale yayımlandığında, Türkiye’den “Yavaş Şehir/ Sakin Şehir” adayı İzmir’in Seferihisar ilçesiydi. 2009’da bu unvanı alan Seferihisar’dan sonra, Muğla Akyaka, Gökçeada, Vize, Taraklı gibi memleketin müstesna köşeleri de “Citta Slow” seçildi.
1999’da Orvieto’da hazırlanan sözleşmeye göre bir yerin “Citta Slow” olarak anılması ve salyangoz amblemini yakasına şık bir karanfil gibi yerleştirmesi için şu şartlar gerekiyor:
1 – Etrafını çevreleyen bölgenin ve kentsel düzenin niteliklerini korumak ve geliştirmek için, yeniden kullanma tekniklerini araştırarak, çevresel politikalar uygulaması,
2 – Toprağın işgali için değil, kullanımının geliştirilmesi için, işlevsel bir altyapı politikası yürütmesi,
3 – Çevrenin ve kent düzeninin kalitesini geliştirmek için teknoloji kullanımını teşvik etmesi,
4 – Doğal, çevreyle uyumlu tekniklerin kullanımıyla üretilen yiyecek maddelerinin tüketimini desteklemesi, genetik yapısıyla oynanmış ürünleri hariç tutarak, Slow Food Ark ve Presidia projeleriyle işbirliği içerisinde, zor durumlar için gereken tipik ürünlerin üretilmesi,
5 – Bir bölgenin kültür ve geleneklerinin korunarak, simgeselleşmesine katkıda bulunup, yerli üretimi teşvik etmesi ve tüketicilerle, kaliteli üreticiler ve satıcılar arasında doğrudan temas kurulabilmesi için tercih edilebilir ortamlar ve mekanlar yaratmayı desteklemesi,
6 – Konukseverlik kalitesini ve yerel toplum ile onun belirli özellikleri arasında gerçek bir bağ kurmayı desteklemesi, bir şehrin kaynaklarının eksiksiz ve yaygın olarak kullanımını
önleyen fiziksel ve kültürel engelleri kaldırması,
7 – Gençlerin ve okulların sistematik bir biçimde lezzet eğitimiyle tanışmasına özel bir dikkat göstererek, yalnızca iç işletmecilerinin değil, bütün vatandaşlarının “Yavaş Kent”te yaşadıklarına dair farkındalıklarını sağlaması.
Yavaş yaşayan, yavaş yiyen, tüketim deliliğine mesafeli duran, misafirperverliği asla unutmayan, çevreyi zalimce tahrip etmeyen, yarını da düşünen “Citta Slow” hareketinin Türkiye’deki son temsilcisi, Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi oldu. Bu üyelikle “Citta Slow” sayısı 9’a çıktı ve Güneydoğu Anadolu’dan ilk defa bir ilçe “Citta Slow” ilan edilmiş oldu.
Bu üyeliği kutluyor, bahsi geçen hareketi “Yavaş Yaşam Kılavuzu” olarak ziyadesiyle desteklediğimizi bir daha duyuruyoruz. “Gidelim,” diyoruz, “Akyaka’ya, Gökçeada’ya, Halfeti’ye gidelim!”