Bir Sevene Sorduk: Seçkin Erdi
okuma süresi 4 dakika1981 senesinde İzmit’te doğdu. Bilerek ve isteyerek Beyazıt’ta okudu. Babıali yokuşunda bir süre ömür çürüttü. Bazen içinden cin çıkıyor. Halen İstos Yayın’da ne iş olsa yapıyor. Hafif kambur.
Rakıyı ilk kaç yaşınızda tattınız? Nasıldı?
7 yaşımda. Acıydı. Ama o dönem bana portakal suyu da acı geliyordu sorun bende olmalı. Yaz günü temmuz ayı, baraka önü, tedrici ama karidesli falan masa, lüks lambası ve babam ile eniştemin ben ve kuzenim yüzümüzü ekşittikçe gülmeleri hatırda kalan detaylar.
Ne sıklıkla rakı içersiniz?
Rakıya oturmak zorlu bir denklem. Para, kadro, keyif yahut keyifsizlik üçlüsünün doğru zamanda, doğru yerde yanyana gelmesi gerekiyor. Ne sıklıkla rakıya oturmayı arzuladığım ise tamamen başka bir tartışmanın konusu.
Rakınızı nasıl içersiniz?
Dubleden az fazla; sulu, buzsuz, sakin.
Mümkün olsa kiminle rakı içmek isterdiniz?
Selcan Özgür’le. Kendisi rakı sevmiyor ne yazık ki (Neşat Ertaş yanıtını veremiyorum; zira her rakımda fiziken yanımda olmasa bile damarlarımda bana eşlik ediyor).
Rakının yanında en çok sevdiğiniz meze hangisi?
Peynir, yeşillik, meyve kafi.
En sevdiğiniz rakı masası arkadaşınızı söyler misiniz?
Eski ev arkadaşım, avukat Atilla Lök. Kendisi şehr-i İstanbul’daki pek çok rakı oturmacasının aranan ismidir. Güzel içer, sakin içer, kafası başka yerde olmadan içer; ha kafası başka yere takıldıysa da o yeri de masaya getirip, hemdert, hemzemin olup içer.
Rakıdan başka hangi içkileri seversiniz?
Hayatımın pek çok anına votka eşlik etmiştir. Rakı özen ister; votka tekinsizdir, paldırküldür girer gündeliğime.
Meze yapar mısınız?
Evet. Çok güzel domates doğrarım, karpuz dilimlemekte pek iyi değilim, ama benim ayva-limonumdan bir yiyen bir daha çal Sam der.
Rakıyı bir duyguya benzetseniz hangisi olurdu?
Haziranın ilk haftası, parktan meydana doğru baktığım bir sabaha karşı vakit vardı. Yağmur atıştırmıştı, karanlık ile aydınlık sarhoş edici bir dengede asılı duruyordu. Hâlâ halay çeken bazı müfritler mevcuttu. Ve barikatlara su götüren bir genç –yarım saat önce koşarak yanımıza gelip, polis saldıracak desteğe gitmemiz lazım hadi oturmayın burada diye bana bağıran da kendisiydi– yanımdan geçerken çok güzel gülümsemişti. Yorgun, keyifli, ürkmüş ve hâlâ şaşkındım. İşte o andaki duygunun adı ne ise.
Hangi ortamda rakı içmeyi tercih edersiniz?
En az iki kişi, kesinlikle bir sofranın (masa yahut yere serilmiş bir gazete kâğıdı da olabilir) ve oturmanın mümkün olduğu (yine bir sandalye, bir taş yahut toprak olabilir, ama kesinkes rahat bir kanepe değil) bir ortam.
Rakı ile en sevdiğiniz şarkı hangisi?
Son dönem Hariçten Gazelciler, Kaç Aşk Var Ki?
Hiç tatmamış birine rakıyı nasıl tarif edersiniz?
Hızlı tüketilen, ayaküstü, gelipgeçici, tek gecelik olmayan şey. Yıllar evvel Avusturya’nın içinde hiç Türkiyeli, Ortadoğulu yahut Balkanlı yaşamayan bembeyaz bir köyüne konsere gitmiştik. İstanbul’dan geleceğimizi duydukları için rakı konseptli bir gece organize etmişler. Şişelerce rakı temin edilmişti, lakin arafta bir müzik, fosforlu parti aparatları ve shot bardaklarıyla servis edilen rakıya vaziyet ettiğimizde ne yapacağımızı bilemedik. İşte ilk cümledeki açıklamaları İngilizce yapmak ve votka bardaklarında rakı, su, buz karıştırmak ve tuzsuz, tuhaf bir lorla rakıya giriş 101 dersi vermeyi hayatımızda bir kez tecrübe etmek zorunda kaldık. Biz sıramızı savdık, bilenler başka bilmeyenlere anlatsın.
Rakı bir insan olsa adı ne olurdu?
İnsan dediğin hep rakı gibi olsa ne olurdu?
Rakı sofrasından neleri uzak tutmalı?
Bencilliği, şiddeti, tacizi, tasallutu; ha bir de meyhanede içince en son bir hesap geliyor ya o da uzak olabilir.
Ne olacak bu memleketin hali?
“Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zarurî neticesi bu! Deme, bilirim! O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim. Ama bu yürek o, bu dilden anlamaz pek.”