S. Refika Kadıoğlu: “Sevdiğine sevgisini ifade edişini, yaşayışını ben hiç unutamam…”
okuma süresi 2 dakikaKâzım Koyuncu’nun ölüm yıldönümü bugün. Bu hararetli günleri o da görsün ister miydiniz?
İsterdim elbet. Onun cenaze törenini hatırlıyorum, Harbiye’de…Yine sıcak bir Haziran…Yine sıcağa ve hiçbir şeye aldırmadan alanı doldurmuş bin’ler ve çoğu da genç…
Ona “Kâzım” dememizi sağlayan, bize bu kadar yakın hissettiren şey neydi sizce?
Ben, son derece sıcakkanlı kişiliği diyorum. Onu yakından tanıyan ve müziğini de severek dinleyen biri olarak; insanları ona bağlayan şeyin -sahnede, sokakta, hayatta- insanı her daim kucaklayan yapısı olduğunu düşünüyorum.
Kâzım Türkiye müziği için ne yaptı? Biz Karadeniz’den böyle sesler mi bekliyormuşuz dersiniz?
Türkiye müziğinin tek tiplikten kurtulup, çeşitlenmesine katkı sağladı. Ne idi ki; Türkiye müziği? Saz/bağlama/türkü? Bu tanımlar yerinden oynadı. Laz müziğinde Birol Topaloğlu’nun açtığı evrensel çizgiyi kitlelere taşıdı, popüler hale getirdi. Bu hem bir halkın (Lazlar) daha görünür olmasına katkı sağlarken; hem de kardeşlik kavramı Karadeniz kıyılarında yankılanmaya başladı.
Sizin, ona dair en çok aklınızda kalan “an” nedir diye sorsam?
Sevdiğine sevgisini ifade edişini, yaşayışını ben hiç unutamam…