Eski Kurtlardan Kim Kaldı?
okuma süresi 5 dakika
22’de doğmuş Vonnegut, 11 Nisan 2007’de, uzak olmayan bir zamanda göçmüş buralardan. İlk ne zaman tesadüf ettiniz kendisine?
Üniversite zamanlarıma denk gelir, Klasik Filoloji’nin ağır, büyülü ve lanetli, gerçeklik dışı dünyasında, kütüphaneye çalışmak için değil, nefes almak için kaçtığım zamanlardan birinde Mezbaha No. 5 ile tanıştım. Normal edebi prosedüre uymayan, bilimkurgu ve fanteziyi kullanan bir yazardı Vonnegut, tutulup kalmıştım. Her kitabında hissedilen incelikli mizahı hatırlıyorum. Her şeyi mizah konusu yapabilmesini… Ancak iyi kalpli bir yazarın ulaşabileceği bir mizahtı bu, tam anlamıyla hümanist bir yazarla tanışmak çok iyi gelmişti. Uzun süreceği belli olan her derinlikli ilişkide olduğu gibi alışmak zaman aldı tabii Vonnegut’a. Deneysel bir metinle mi yoksa farklı bir üslupla mı karşı karşıya olduğunuzu çözene kadar, yadırgayabiliyorsunuz eski kurtu. Sonrası arızalarından enerjisi alan bir ömürlük okur yazar bağı…
Nazlı Berivan Ak’ın bir okur olarak Vonnegut’la ilişkisi ne zaman başladı peki? İlk metin aklınızda mı, ne geçmişti içinizden? “Vay seni huysuz herif” mi mesela? –Burada soruyu soran kendi içinden geçeni aktarmaktadır, yalana hacet yok-
Mezbaha No. 5 ve ilk tepkim “Gerçekten mi?” Gerçekmiş, anladım devamında. Huysuzum, huysuz olan hiçbir şeyi de, hele yazarsa, yabancı saymadım, saymam.
April olarak Vonnegut’un yayıncısı oldunuz, değil mi? Bütün metinlerin telifleri sizde mi? Bastıklarınız, basacaklarınızın teminatı mı?
Vonnegut’un yayıncısıyız evet, şu ana kadar Gece Ana, Hacıyatmaz, Ölümlüler Uyurken ve Kedi Beşiği’nin yayınladık. Yeni kapaklarıyla, yeni çevirileriyle buluştu Vonnegut Türkiye’deki okurlarıyla. Sırada Şampiyonların Kahvaltısı ve Mezbaha No.5 var. Bastıklarımız basacaklarımızın teminatı, okuduklarınız da okuyacaklarınızın.
Bizim de kitap üzerinden söyleşi yaptığımız Murat Menteş’in Ruhi Mücerret’ini yayımladınız ve uzun kuyrukları eritmeye gayret ediyorsunuz imza günlerinde. Memnun musunuz, neler oluyor sizin cephenizde Menteş’le alakalı?
Uzun bir aradan sonra yeni kitapla okuruyla buluştu Menteş, heyecan verici bir dönem hepimiz için, hikaye beğenildi, kapak beğenildi, her şey yolunda. Türkiye edebiyatı yeni bir döneme giriyor, bunu farkında olmak gerekiyor. Yeni dönemde geçmişten farklı olarak birbirinin eserlerine fazlasıyla değer veren yazarlar var. Birbiriyle fikir alışverişinde bulunan, kitabı için yazarı kadar heyecanlanan, mesele eden, düşünen… Bahsettiğim bu yeni dalganın isimleri, normalin üstünde ilgi gördükleri için kimi zaman klasik okurlar duraksayabiliyor. Yakından baktıklarında ise burada edebiyat adına sevinç verici bir faaliyetin devam ettiğini görüyorlar. Bugün dünya standardının üstünde eserler veriliyor, üstelik Türkiye’de, Türkçe dilinde. Alper Canıgüz, Murat Menteş, Emrah Serbes, Onur Ünlü… Her şeyden çok bu gönül birliğini, el birliğini önemsiyorum. Menteş’in, yakında yeni romanını yayınlayacağımız Canıgüz’ün ilgi uyandırması sevinç verici, April Yayıncılık’ın yayıncılık başarısından ziyade edebiyat adına yaşanan bu olumlu gelişmelere seviniyorum, seviniyoruz.
Türkiye’de “Vonnegutseverler”e dair bir ortak tespitiniz var mı, “Hepsi uzun ve kıvırcık saçlıdır” gibi? Yoksa, “iyi edebiyat okuru” gibi bir tasnifiniz mi var?
Farkında olan okur sanırım, edebiyatı seven, bilen, takip eden okur… Yüksek edebiyat, popüler roman, bestseller gibi etiketleri bir kenara itip, iyi okumayı öncelleyen bir tayfa. Edebiyattan keyif alan okur.
April’in bundan sonra yapacaklarına dair bir şeyler söyleseniz ne güzel olur. Bir de editör Nazlı Berivan Ak’ın hususi olarak nelerle uğraştığına dair.
Sırada Alper Canıgüz’ün romanı var, Alper Kamu bir kez daha başrolde, en büyük heyecanım bu tahmin edersiniz. Zaytung Almanak II hazırlanıyor bir yandan da, özel bir seçki olacak. Kurt Vonnegut’un Şampiyonların Kahvaltısı ve Mezbaha No.5 yeni çeviri ve kapaklarla okurla buluşacak. Ahmet Ertegün’ün hayatını konu eden bir kitabımız yakında raflarda yerini alacak, Corleone Ailesi bugün buluştu okuruyla, Etik Sürtük adında çığır açıcı bir yaşam ve ilişkiler kitabı, “Şahane Hatalar” serisi… Prodüksiyon kanadımız da son hız devam ediyor, kitaplarımız için yaptığımız özel çalışmalar, albüm ve konserler. Bu aralar gündemimizde VEYasin imzalı “Hey Douglas” projesi var, örneklerini sosyal medyadan, etkinlikleri sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir meraklısı. Güzel bir yıl oluyor, daha çok eğleneceğiz gibi görünüyor!
Bu aralar en büyük yoğunluğum Londra Kitap Fuarı, Türkiye bu yıl Londra Kitap Fuarı’nda odak ülke, özel bir program hazırlandı, Türkiyeli yayıncıların, editörlerin, yazarların, ajansların panel ve söyleşileriyle geçecek günler. Ben de 16 Nisan’da bir konuşma yapıyorum, okurlara nasıl ulaştığımızdan, sosyal medyanın yayıncılıkta kullanımından söz edeceğim. Yeni edebiyat dalgası, entelektüel adalar Türkiye’deki ve birbirleriyle ilişkileri, etkileşimleri… Meraklısı için linki de paylaşayım.
Vonnegut’la rakı içmek ister miydiniz? (Eğer evet’se cevabınız,) nerede?
Gümüşsuyu’nda, ofisimizin terasında karşılıklı birer kadeh. Son zamanlarda kurduğum en güzel hayal olabilir. Aslında Vonnegut’u uzun iş gününün ardından kavuşulan sırdaş gibi de düşünebiliyorum, bizim ofisin terasında birlikte sigara içiyoruz, cebinden çıkardığı içkisini uzatıyor (şarap olur gibi geliyor bana), gülümsüyorum.
Çok teşekkür ederiz.
Ben çok teşekkür ederim ilginize.
