Ulus Baker felsefenin Ulysses’idir…
okuma süresi 1 dakikaSabaha ramak kala Ulus Baker’i düşünmenin güzelliği belki de.
Ramak kelimesi ne güzel, yalnız bir kelime değil ama, bir başka şeyi de boynunda taşıyor gibi.
Yaşamaya ve ölmeye ramak kala, orada bir yerde.
‘Kim uydurdu bu haziranı bu temmuzları bu yaşamaları gizli kapaklı
Bu yulafları oğlakları bardakları bu bütün puştlukları bu şarkıları’
der Turgut Uyar, Kaçak Yaşama Yergisi’nde.
Yaz geçmiyor bu yüzden güzel şairim, Temmuz hiç.
Tanımadım hiç Ulus Baker’i, benim Temmuzunda gittiğim Ankara’dan göçmüştü aynı günlerde.
İlk zamanlar okumakta zorlandığım, anlayamadığım yazıları zamanla açmıştı kendini.
Sonrası aşınan her şeyde biraz Aşındırma Denemeleri.
En çok da bu yüzden Ulus Baker, felsefenin Ulysses’idir, diyorum.
Onca sığlığın, ezberin ortasında kendi yolunu, yatağını bulmuş bir derviştir O.
O’nun size dokunan elini hissettikten sonra kuşkusuz ardından bir iki kelam etmek yüktür size, cesaret gerektirir.
14 Temmuz’da, doğum gününde, bir blues şarkısı ve bir Tanıl Bora yazısıyla Ulus Baker’in masasına oturmanın tam vaktidir.
Biraz da rakı lütfen.