Serdar Erbaş: “Son Mohikan’dı o”…
okuma süresi 2 dakikaArda Uskan’la teşrik-i mesainiz nereden? İlk tanıştığınız an aklınızda mı?
Vatan gazetesi hafta sonu eklerinde birlikte çalıştık. Arda Abi, yayın yönetmenimizdi. Efsane Nokta dergisinin efsane yayın yönetmeni, tarihe geçmiş söyleşilere imza atmış bir usta, onlarca senaryo yazmış, film yönetmiş bir sinemacı, 40 yıllık bir gazeteciyle tanışmadan önce, itiraf etmeliyim ki böyle mütevazı birini beklemiyordum… Tanıştığımız andaki, tanışırkenki zarafeti aklımdan çıkmıyor. Oturduğu yerden kalkışı, kendini tanıtışı… Sıcacık “hoş geldin”i…
Neden “Son Mohikan” deniyor sizce?
“Son Mohikan” sadece köşesinin adı değildi; onun kartvizitiydi bana göre. Gazeteciler bilir… Garip ve hızlı bir dönüşüm yaşanır meslekte. Köşeler, odalar, dahil olunan masalarla birlikte abileri, ablaların da dönüşüm yaşaması rutinimizdir. Bu curcuna içinde, mesleğin her kademesinde, masaların her türlüsünde kendine yer bulsa da Arda Abi, o gülen yüzünü, tevazusunu asla kaybetmedi. Son Mohikan’dı o.
Aklınızda kalan bir “an” var mı onunla alakalı? Hiç tanımayan birine anlat dersek?
İlk kez evine gittiğimizde, evi çevreleyen genişçe balkonda kurduğu prefabrik odayı unutamıyorum. Tam bir “kurtarılmış bölge” gibiydi. İçinde küçük bir televizyon, küçük bir müzik seti, bilgisayarı, kitapları ve küçük bir ısıtıcı… Rakılarımızı içerken, apartman sakinlerinin tüm muhalefetine rağmen bu camdan odayı niçin kaldırmadığını anlatmıştı… Teşbihte hata olmaz, evinin bahçesine çadır kurmuş bir çocuk gibi mutluydu… Evcilik oynar gibi, ikramlar sunup, kurtarılmış bölgesinde ağırlamıştı sabaha kadar bizi.
Neyi kaybettik aslında?
Meslekte bir kuşak da olsa, küçükler büyüklerine “Abi”, “Abla” diye hitap eder. Arda Abi, bu abiliğin içini en güzel dolduranlardan biriydi. Koskoca Arda Uskan, içinde kıpır kıpır bir muhabir… Koskoca Arda Uskan, içinde mahallenin güleryüzlü abisi… Sorunun yanıtı: “Abimizi kaybettik.”