10 soruda Jean-Paul Sartre
okuma süresi 3 dakika1. Babasızlığı niçin şans olarak niteledi?
On beş aylıkken kaybettiği babasını hiç hatırlamadığı için baba iktidarını deneyimlemek ve onu unutmaya çalışmak zorunda kalmamasını şans olarak değerlendirdiğini söylerdi.
2. Çocukluğunun geçtiği evler için ne dedi?
Büyükbaba Schweitzer’in de, La Rochelle’deki üvey babanın evinde de yabancılık duyuyordu. Sözcükler otobiyografisinde, “Tek bir görev var yalnızca, hoşa gitmek. Her şey gösteri içindi. Ailemizde ne kadar bol gönülyüceliği vardı. Büyükbabam bana bakıyordu ve ben onun mutlu olmasını sağlıyordum,” demişti. Bu yabancılaşma mülkiyet ve sahip olma duygusunu köreltirken, modernitenin yarattığı burjuva değerlere karşı tavrını da belirledi.
3. Bira kulpu Sartre’ı nasıl etkiledi?
1920’lerde Sartre Le Havre Lisesi’nde, Beauvoir da Marseilles’de öğretmenken sık sık Paris’te buluşurlardı. Sartre’ın öğretmen okulundan arkadaşı Raymond Aron bir gün onlara eşlik etti. Üçü bira içerken, Aron bira kulpunun özellikleri üzerinden fenomenolojiyi anlattı. Sartre etkilendi, fenomenoloji okumaların başladı. 1933’te fenomenolojinin kurucularından sayılan Edmund Husserl’in derslerini dinlemek için Berlin’e gitti. Bira kulpu Bulantı’ya girdi.
4. Simone de Beauvoir ile ilişkisinin güçlü unsuru?
Tek sözcükle, eşitlik temel ilkeydi. Sartre kendi felsefesiyle, Beauvoir ise feminizmle özdeşleşerek var oldu, kendi yaşamlarını kurdular. Düşüncelerini kendi hayatlarına, bireysel yaşamlarına çift olarak geçirme şekilleri etkileyiciydi. Burjuva kurumu olan evliliğe inanmadılar.
5. Nazilere esir düşmeden öncesi için ne dedi?
“Savaştan önce kendimi basitçe bir birey olarak düşünürdüm, bireysel varoluşumla içinde yaşadığım toplum arasında hiçbir bağ görmüyordum. Ecole Normale’den mezun olduğumda, bu konuda bütüncül bir kuram bile geliştirmiştim. Ben yalnız adamdım, düşüncesinin bağımsızlığı yoluyla topluma karşı çıkan ama topluma hiçbir borcu olmayan ve özgür olduğu için toplumun da ona hiçbir şey yapamayacağı birey.” Savaş sonrası politik ilgilerinde dönüşüm yaşayan Sartre artık her türlü işgale karşı direnmenin ve özgürlüğün mücadelesini verecek olan bir kişiydi.
6. 1964 Nobel Edebiyat Ödülü’nü niçin reddetti?
Çalışmalarındaki zengin fikirler, özgürlük ruhu, gerçeğin sorgulanması ve çağı etkilemesi nedeniyle verilen ödülü, burjuva toplumunun yazarın geçmişte yaptığı hataları affederek, Nobel Ödülü’nü sunmasını korkunç bir tavır olarak niteleyerek reddetti. Sartre, Legion d’honneur gibi resmi payeleri de, “Yazar kendisinin bir kuruma dönüştürülmesini reddetmelidir,” diyerek kabul etmedi.
7. Politik grup denemesi başarılı oldu mu?
Savaştan sonraki yıllarda “Sosyalizm ya da Barbarlık” adlı bir grup kurdu. Simone de Beauvoir, Maurice Merleau-Ponty ve Ecole Normale Superieure’den öğrenciler de grup üyesiydi. Sartre, André Gide ve Andre Malraux’ya teklif götürse de çekimser kaldılar.
8. Les Temps Modernes nedir?
Adını Charlie Chaplin’in ünlü filmi Modern Zamanlar’dan alan, aylık politika ve edebiyat dergisidir. 1945’te Gallimard tarafından yayımlanmaya başladı. İlk editöryel kurul toplantısında Raymond Aron, Simone de Beauvoir, Michel Leiris, Maurice Merleau-Ponty, Albert Ollivier, Jean Paulha bulundu, başkan Sartre’dı.
9. 1960’larda Sartre’ın işaret ettiği neydi?
Diyalektik Aklın Eleştirisi (1960) adlı kitabında varoluşçulukla Marksizm arasında bir köprü kurmaya çalıştı. Bireysel sorumluluk ile toplumsal sorumluluk arasındaki bağı gösterdi. Tekil öznelerin tarihin doğrudan failleri olduğunu ileri sürdü. Yalnızca aydının değil, bireylerin de savaşla, sömürgecilikle, soykırımla yazılmış insanlık tarihinde sorumluluğunu kabul edip tarihiyle yüzleşmesi gerektiğini vurguladı.
10. Onursal ödülleri reddeden Sartre Kudüs Üniversitesi’nin verdiği fahri doktorayı (1976) niçin kabul etti?
Politik nedenlerle. Dost olduğu İsrail ile haklarını savunduğu Filistin arsında barışçıl ilişki kurabilmek için kabul ettiğini açıkladı.
Notos, Sayı: 41