Günün Bilgisi – Hippiler Kralı Yener’in Yeri
okuma süresi 2 dakikaBir zamanlar Sultanahmet’te bulunan hippi meyhanesi. 1960’ların ortalarından itibaren Hindistan’a doğru yola çıkan hippilerin ilk durağı doğunun eşiği İstanbul’du. Sultanahmet civarında biraz oyalanırlardı. Sirkeci’ye kadar bütün oteller onlarla doluydu. Peşlerine uçurtma kuyruğu gibi çocuklar takılan bu saçlı sakallı insanlara halk bitli adını yakıştırmıştı. O yılların önemli simalarından Perihan Yücel, hippi olmak için 1968’de İzmir’deki evinden kaçıp İstanbul’a geldiği zaman henüz 16 yaşındaydı. Perihan, “çok güzel dans ettiği ve sakınmasız gülebildiği” için hippi camiasında Hippiler Kraliçesi ilan edilmişti. Kraliçenin yanına bir de Kral gerekiyordu; o da Sıtkı Yener oldu. Ona da bu unvanı, Yener’in Yeri adlı 10 metrekarelik meyhanesinde hippilere ucuz meze ve içki sunduğu için almıştı. Meyhanenin duvarları, tavana varıncaya kadar pop-art resimlerle süslenmişti. İlan tahtasında her dilden, her milletten maceracılar için ilginç notlar asılıydı; satılık gitarlar, çadırlar, uyku tulumları, armonikalar, kameralar… Bir de defteri vardı meyhanenin; “trip” resimleri, şiirler, desenler… Tek sıcak yemek çıkarırdı Yener, o da kuru fasulyeydi. Dileyen kepçeyi daldırıp kendi servisini kendi yapardı. Günün birinde Perihan, Sirkeci’de bir otel odasında ölü bulundu. O sıralar sevgilisi Horst Greger adında bir Almandı. Perihan’ın cenazesini Yener kaldırdı. Mezarı başında İncil, Tevrat, Kuran ve Halil Cibran’dan şiirler okundu. Gazeteciler İzmir’de kunduracı olan babasını buldular; adam güya “iyi oldu, öldü de namusum kurtuldu” demişti. Ama annesi kızına sahip çıktı. Onun Yedikule’deki mezarını yaptırdı ve taşına Hippiler Kraliçesi Perihan yazdırdı. Hippiler geldikleri gibi gittiler. 1980’lere gelindiğinde bütün dünyada bu gençlik hareketi sona ermişti. Artık Yener’in müşterileri bir dilim elma ile bir ufak rakı içen berduşlardı. Yener de onlar gibi berduşlaşmıştı. Derken ortadan kayboldu, meyhane de kapandı.
Rakı Ansiklopedisi‘nden alınmıştır.