Üsküdar’da ‘yeni’ bir sahaf festivali…
okuma süresi 2 dakikaSahaf kelimesi, Arapçaya dayanıyor kök olarak. Sahife (sonradan “sayfa”) kelimesiyle aynı kökten geliyor. Kâğıt, kitap tüccarı demek aslında. Zamanla “eski kitap satan insan” manasına dönüşmüş. Orada satılan eşyaya da (artık sadece kitap değil, poster, plak, dergi, para gibi birçok şey satılıyor) sahafiye deniyor. Birçok şeyin merkezi İstanbul malum, sahafiyenin de merkezi İstanbul. Çok da uzak olmayan bir geçmiş zamana dek, Beyazıt’taki ismi kendinden menkul “Sahaflar Çarşısı” hadisenin merkezi konumundaydı. Fakat aradan geçen yıllarda sahafların merkezi Beyoğlu’ndaki Aslıhan Pasajı’na kaydı (Aslıhan Pasajı’nın da tarihi Krepen’e dayanır ve Beyoğlu’nun meşhur bir meyhaneler pasajıdır), Beyazıt ise daha çok üniversite hazırlık kitapları satan dükkânlardan müteşekkil bir yer oldu.
Beyoğlu Tepebaşı’nda, TRT binasına yakın konuşlanmış bir sahaf festivali var, Beyoğlu Belediyesi desteğiyle yapılıyor. Bu sene de Üsküdar’da bir festival tertip edildi, birkaç gündür açık. Ve daha bir süre açık kalmaya devam edecek. Üsküdar iskelenin hemen yanında, denize nazır fakat içine girilince hafif bir klostrofobi duygusu yaratan bir dış mekân mimarisi var. Beyoğlu’ndaki festival kadar yoğun ve büyük değil ama sahaflar afişteki “birinci” ibaresinden ötürü memnunlar. Konuştuğumuz kimi sahaflar “Yeni ama en azından birinci denmiş, devamı gelecek demektir. İnsanların ilgisi de kötü değil.”
Bu ve benzeri festivaller heves verici, ümit aşılayıcı. Gidelim, gezelim, görelim. Deniz havası da almış oluruz hem, fena mı?