Günün Bilgisi – Ahmet Rasim

okuma süresi 3 dakika
(1865-1932) Renkli anlatımıyla, en küçük ve uçucu bir durumu bile tespitedişiyle, kendine özgü üslubuyla ve emsalsiz bir İstanbul çocuğunun kıvrak zekâsı, ince zevkleri ve şakrak, pürüzsüz diliyle yaşadığı dönemi unutulmaktan kurtaran ve bu ansiklopedinin en önemli kaynaklarından biri olan büyük yazar.

(1865-1932) Renkli anlatımıyla, en küçük ve uçucu bir durumu bile tespitedişiyle, kendine özgü üslubuyla ve emsalsiz bir İstanbul çocuğunun kıvrak zekâsı, ince zevkleri ve şakrak, pürüzsüz diliyle yaşadığı dönemi unutulmaktan kurtaran ve bu ansiklopedinin en önemli kaynaklarından biri olan büyük yazar. Ahmet Rasim çeşitli konularda çok sayıda eser üretmiş, bu arada içki içme, içki içmenin adabı, iyi içiciler, meyhaneler ve meyhanecilerle ilgili baha biçilmez bilgilerin günümüze intikalini sağlamıştır. Yazarımız içkiye daha Darüşşafaka Lisesi’nde öğrenciyken takılmaya başladığı –dünyanın en eski mesleğine de aracılık eden– bir perükâr [berber] dükkânında aldığı konyakla başlamış, ama kısa sürede doğru yolu bulup sıkı bir rakıcı olmuştur. Anılarında keyifle anlattığı gibi ilk günleri acemilik günleridir. Rakı kadehini bir hamlede içip boşaltma ve sonra da malum sonuçlara katlanma aşamasından, anacığının içkiden vazgeçme öğüdü versin diye gönderdiği aile büyüğü Zühtü Efendi’nin nasihatleriyle kurtulur. Kendisi de iyi bir içici olan Zühtü Efendi ona şunları söyler: “Bak oğlum, elli senedir her gece içiyorum. Tecrübeme dayanarak sana bir öğüt vereceğim. Ne zaman rakı kadehini ele alırsan, bütün samimiyetinle Allah’a dönüp Aman Yarabbi beni rezil etme diyeceksin, ondan sonra içeceksin… Haydi şimdi git içebilirsen elli okka iç.” Ahmet Rasim bütün yaşamınca hiç rezil olmadan, efendice, adabına uyarak ve keyifle rakısını içti. İçki meclislerinin sözü sohbeti aranır baş kişisiydi. Çok sevdiği, bestekâr ve güfte yazarı olarak emek verdiği klasik Türk müziği bu sohbetlerin vazgeçilmez bir öğesidir. Belki üstadın tek kusuru bu meclislerdeki tatlı söyleşilerden kopamayıp bazı zamanlar evine geç gitmesi ve her zaman saygıyla söz ettiği karısını üzmesidir. Geç kaldığı bir gecenin sabahında karısı Heybeliada’daki evinden uğurlarken, “Sakın geç kalma erken gel, artık tahammül edemiyorum, bu gece gün batmadan gel,” diye rica eder. Ahmet Rasim, vapurda karısının kendisini çok üzen sitemini bir şarkı güftesi yapar ve dostu Tatyos Efendi de şu unutulmaz şarkıyı besteler:

Bu akşam gün batarken gel
Sakın geç kalma erken gel
Tahammül kalmadı artık
Sakın geç kalma erken gel

AHMED RASIM- RESNE FOTOGRAFHANESI (1)sn

Ahmet Rasim rakı içmede tereddütsüz bir üstattır. İçebileceği miktarı kendi tabiriyle gıdasını çok iyi bilir, çok yavaş içer. “Rakı kadehe konulur ama kadehle içilmez; yudum yudum içilir” der. Mezeden çok iyi anlar, ama içerken fazla yemez. “Bir lüfer balığının yanağı ile yüz dirhem rakı içilir” sözü ünlüdür. Bütün yaşamı Babıâli’de büyük zorluklar içinde geçen Ahmet Rasim son yıllarını Atatürk’ün onayıyla doğup büyüdüğü ve tadını çıkarttığı şehrin milletvekili olarak geçirmiş ve çok sevdiği
Heybeliada’da ölmüştür.

Rakı Ansiklopedisi‘nden alınmıştır.

About The Author

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.