Cadde üstü lezzetleri
okuma süresi 3 dakikaRakıya dair; şişe numarasının önemi yoktur. Zira ilk damıtılan rakı, 01 numaraya denk gelmez. Seri numarası ne olursa olsun buz gibi şişeden bardağa çevire çevire dökülür ve o anason kokusunun daha fazla yayılması sağlanır. Kıraça Balık Caddebostan’ı belki de bu nedenle kolayca bulursunuz…
Yukarıdaki sözcükler bana ait değil; tanıtmak istediğim Kıraça Balık’ın internet sitesinden aldım… Caddebostan barlar sokağının, barlar sokağı haline gelmesi, 15 yıl öncesine dayanıyor. Bir iki kafe bar derken pıtrak gibi çoğalan, restoranlarla daha da zenginleşen sokak, sahille Bağdat Caddesi’ni de birbirine bağlar. Sokak boyunca yan yana dizilmiş restoranların büyük çoğunluğu, çivit mavisi masaları ve sandalyeleriyle Yunanistan’daki tavernaları anımsatır. Çalınan müzikler de genellikle ezgilerini Türkiye’de de yakından tanıdığımız Yunan nağmeleridir. Barlar sokağına ilk kez gitmeye başlayanlar genellikle birkaç restoran değiştirir; sonra da seçtiği restoranın müdavimi olur. Bizim için de Kıraça Balık; işte bu anlama gelir…
Kıraça Balık, adı üstünde bir balık restoranı… Sokaktaki diğer restoranlar gibi maviye boyalı sandalye ve masaları var. Duvarlar beyaz; üstünde halatlar, tekne resimleri ve biblolar ile küçük balık figürleri gibi denize ait her şeyi görmek mümkün. Çok büyük bir restoran olmamasına rağmen üç bölümden oluştuğunu söyleyebiliriz. Birisi en dıştaki, ancak iki masanın yer alabildiği, restoranın önü. İkinci kısım restoranın girişi. Burası üstü ve yanları açılabildiği için yaz mevsiminde en çok tercih edilen bölüm. Ancak kışın, infrared sobalarla ısıtıldığı için biraz soğuk olabiliyor. İkinci bölüme bağlantısını saymazsak, iç kısmın yani üçüncü bölümün, dışarıyla bir bağı yok; o nedenle kışın da en çok tercih edilen bölüm.
Kıraça’da tüm mezeler çok lezzetli; ancak özellikle seyyar satıcılarda ayakta yemeyi sevenler, Kıraça’da da midye dolmasına bayılacak. Zira içinde üzüm, tarçın gibi –bence- midye dolmaya hiç yakışmayan baharatlar yok. Rakıya meze olarak mı aldığınızı yoksa mezeler olduğu için mi rakı içtiğinizi hiç anlayamayacağınız masada olmazsa olmazlar ise; haydari, her zaman ki hafif yanık tadıyla pilaki, soya soslu uskumru ve levrek marin… Balıklar, barlar sokağındaki tüm restoranlarda aşağı yukarı aynıdır. Genellikle ızgara tercih edilir; bunun dışında çok farklı tatlara rastlanmaz. Bu nedenle Kıraça’da da unutamayacağınız lezzette bir balık bulmanız zor. Ancak ara sıcakları mutlaka denemelisiniz. Özellikle ızgara kalamar, tereyağında karides ve tereyağında dil balığı, favorileriniz haline gelebilir…
Nasıl gidilir?
Kadıköy’den Bostancı dolmuşları ya da Taksim’den kalkan ‘sahil’den Bostancı dolmuşlarıyla; Caddebostan sahildeki Migros’ta inildiğinde; tam karşısında yer alan barlar sokağına girer girmez hemen 20 metre ileride, sağda yer alıyor.
Fiyatlar
Balık yemezseniz ve iki duble rakı içerseniz, ara sıcaklarla aşağı yukarı 60-65 lira ödersiniz. Balık da yerseniz bu rakam kişi başı 75-80 liraya çıkar.
Otopark
Maalesef sokak çok işlek olduğu için bir otopark bulunmuyor. Ancak, Migros’un otoparkı bu ihtiyacı oldukça iyi şekilde karşılıyor.
Servis
Her keseye uygun bir restoran olduğu için garsonların etrafınızda fır dönmesini beklemeyin. Ancak, canla başla çalışıyorlar; siparişinizin unutulması ya da uzun süre beklemeniz söz konusu değil.
Çocuklar
Yer dar, önü işlek sokak olduğu için çocuklar için pek uygun değil.
Başka?
Eğer bu yıl vazgeçmedilerse, muhabbet bozulmasın, maç izlemeye gelinmesin diye restoran sahipleri Digiturk almıyor.
Benim için çok önemli olan rakı arası çay molası burada maalesef mümkün değil; zira çay mönüde yer almıyor.