Atilla Taş: “Bugün neye içsem?”
okuma süresi 3 dakikaSen yeter ki içmek iste, bahanesi bulunur. İster kederden ister neşeden, hangisi olursa olsun tadı başkadır. Güzel bir haber, düğün ya da kutlamanın tadı başka, ayrılık hüznünün tadı bambaşka, arkadaşlarla içmenin tadı da, yalnız içmenin tadı da hepsi başka. Rakı bardağıyla konuşursun yalnız içerken. Gözüne bakıyormuş gibi giden sevgilinin, en sıradan şarkıların sözleri bile daha bir hoş gelir. Hepsi seni anlatır sanki. Ayrılığın dili birdir zaten hepsi hüzün dilinden konuşur. İçtikçe acırsın kendine, içtikçe açılmazsın ama o hüznün bile bir keyfi vardır. Anılar sana eşlik eder. Beraber içtiğiniz rakılar gelir aklına. “Ahh keşke yanımda olsa sakilik yapsa bana.” Bir yudum rakıdan bir yudum dudağından, nasıl da alır rakının mayhoş tadını o güzel aşk mezesi. İnsan kendiyle arkadaşlığını hatırlar, beşikten mezara en yakın dostunu kendini. Tek başına içmek güzeldir o yüzden.
Keyiften içmek başkadır dedim, toplanıp üç beş güzel dost, tören havasında doldurulan rakılar, birbirine ikram edilen mezeler, hoş sohbetlerle geçen güzel akşamlar… Dostlarla eski günlerden konuşulan sofralar, arada bir dostunun derdine eşlik etmek, ne güzeldir içtiklerin dostunsa bir de. “Burdan nereye kopuyoruz?” diye yapılan planlar… O gece neyle başladıysan onunla bitmeyince sabah çekilen baş ağrıları ve içkiye bir sonraki masaya kadar tövbe etmeler.
Bir de sebepsiz içmek vardır, sırf içmek için. Sadece yorgunluk atıp, biraz “resetlemek” için ruhunu, bedenini. Hani “bi’ tek atalım” dersin ya. Rakının sohbeti başka hiçbir şeye benzemez. Ben şu votka enerji olayına alışamadım. Bir içki adamı bu kadar mı maymun eder arkadaş? E kulüplerde mazallah sen istemeden koyarlar ya önüne, bangır bangır bir müzik göz gözü görmez. Buna içmek değil içerek kendine işkence etmek denir. Artık kafam da kaldırmıyor öyle yerleri. Şöyle mezesi güzel, adap bilen, düzgün fasıl olan meyhanelere bayılırım. “Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul’un” derken hep bir ağızdan, kadehler elde söylemenin zevki bambaşka. Sonra rakıyı Londra’da, New York’ta da içtim, tadı yoktu. Rakı İstanbul’da ya da bir kıyı şehrinde daha bir tatlı geliyor sanki insana.
Sohbete bandıra bandıra tatlı tatlı içeceksin hele karşında aşk olursa. Zevkini sorma gitsin. Rakı adabını bilen bir kadınla içersen bal olur. Ne güzel yazdım di mi?
Canınız rakı çekmiştir kesin.
Oldu, anlaştık o zaman akşama buluşuyoruz.