Bir Sevene Sorduk: Bilge Sancı
okuma süresi 3 dakikaBilge Sancı, İstanbul doğumlu. Marmara ve İstanbul Üniversitesi’nde bir süre öğrenim görse de, politik nedenlerle bitiremedi. Daha önceleri yarı zamanlı çalıştığı Sel Yayıncılık’ın 2009’dan beri esas olarak editörü ve koordinatörü ama düzeltmeni, sahibesi, basın ve halkla ilişkilercisi kısacası ihtiyaç olan her bir şeycisi…
Rakıyı ilk kaç yaşınızda tattınız? Nasıldı?
Ortaokul yıllarında, babamla olmalı. Artık bunu içeceğiz demek ki, diye düşünmüştüm, öyle de oldu.
Ne sıklıkla rakı içersiniz?
Haftada bir mutlaka, çok olmaz ama bazen bir fazla.
Rakınızı nasıl içersiniz?
Başkasının tutturması zor bir ayarım var, tekten fazla, dubleden az. Rakı ve su yeterince soğuksa buz koymam (sıcak servis eden işletmeleri buradan kınıyorum), değilse tek buzla.
Mümkün olsa kiminle rakı içmek isterdiniz?
Ahmet Kaya, elbette.
Rakının yanında en çok sevdiğiniz meze hangisi?
Peynir ve salata mutlaka olsun isterim, kavun sevdasını hiç anlamam. Yeşillerden börülce, denizlerden ahtapot ve lakerda, sebzelerden patlıcan severim.
En sevdiğiniz rakı masası arkadaşınızı söyler misiniz?
Editör, çevirmen ve de akademisyen Ayşe Ece. Her telden çalarız, muhabbetimiz güzeldir.
Rakıdan başka hangi içkileri seversiniz?
Şarap çok severim, votkayı bu aralar pek aramıyorum ama içerim. Bir de sıcak yaz günlerinde, öğle vakti gazoz niyetine bira.
Meze yapar mısınız?
Söylemesi ayıp, pek güzel yaparım.
Rakıyı bir duyguya benzetseniz hangisi olurdu?
Tek bir duygu tanımlamaz rakıyı zannımca. “Biraz kül biraz duman, o benim işte…”
Hangi ortamda rakı içmeyi tercih edersiniz?
Mutlaka dışarıda, meyhanede. Evde rakı içemem.
Rakı ile en sevdiğiniz şarkı hangisi?
Gece boyunca değişir ama sulandırılmamış ve iyi seçilmiş sanat müziğinden girsin, arabeskle yükselsin (araya birkaç türkü alabiliriz), Ahmet Kaya ile final yapsın isterim.
Hiç tatmamış birine rakıyı nasıl tarif edersiniz?
Tarif etmem, “Bak içmediysen, içemiyorsan, içme,” derim. Yabancı misafirlere ise genellikle Uzo üzerinden anlatıyorum, anlıyormuş gibi yapıp içince çarpılıyorlar.
Rakı bir insan olsa adı ne olurdu?
Refika, Atıfet gibi kalın kollu, neşesi de efkârı da kıvamında ablalar geliyor aklıma. Ya da Rıfkı, Tahir gibi kısa kollu kareli gömlek giyen bıyıklı adamlar.
Rakı sofrasından neleri uzak tutmalı?
Dinlemesini bilmeyenleri, öfkesi ya da kahkahasıyla masayı domine edenleri, beylik cümlelerle politika konuşmaya çalışanları, sigaradan içeni rahatsız edecek kadar rahatsız olanları, canlı müziği, pop müziği…
Ne olacak bu memleketin hali?
İşte mesela konuya böyle girenleri uzak tutmak lazım. Kâh iyi, ekseriyetle kötü olacak ama yaşayacak ve bu konuda bir şey yapanlar ve yalnızca ahkâm kesenler olarak ikiye ayrılacağız.