Kendi deyişi ile akşamcılığı olmayan, arada bir, bayramda, seyranda, eş dost ziyafetlerinde, bazen de efkâr bastığı akşamlarda rakı içen Cahit Sıtkı Tarancı, 1930’lu yılların sonlarında bir akşam Beyoğlu’nun ara sokaklarında dalgın ve yorgun dolaşırken, yolunun üzerine bir meyhane düşer.
Devamı