Kırıldık

okuma süresi 2 dakika
Çıt diye kırılıyor iki insan. Bir vakit kaynadıkları yerden. Kimse duymuyor. Arabalar geçiyor sokaktan.

Çıt diye kırılıyor iki insan. Bir vakit kaynadıkları yerden. Kimse duymuyor. Arabalar geçiyor sokaktan. Çocuklar koşuyor. Küfrediyor biri. Bir kadın camdan bağırıyor mahalle bakkalına: “Kadir, iki ekmek!” “Tamam, abla! Hemen!” Pof diye bir torba iniyor gökten yolun ortasına, başka bir kadın her gün aynı saatte çöp torbasını atıveriyor mutfağın camından. Kimse duymuyor o incecik kırılma sesini, hayatın gürültüsü patırtısı içinde. Bir tek ikisi.

Camın önüne çektiğim sandalyede oturmuş, kulağımda akşamüstünün sesleri, sigara üstüne sigara içiyorum. Kırılan yerimi yokluyorum başparmağımla, onun bir “hoşçakal” notuyla kopup gittiği yeri. “Hayret” diyorum, “Daha çok acır sanmıştım.” Galiba kalmamış bizden geriye bir şey, ondan. Azalarak yok olmuşuz, ondan acımıyor. Lavabo giderine hızla akan su gibi yitip gitmiş her şey. En sonunda oradan ömür artıklarımızın toplandığı bir kanalizasyona ulaşmış. Bir an olsun durmamış. O kadar hızlı akmış ki, tortu bile tutmamış. Kadir’e seslenip bir büyük istiyorum.

Ezan sesi akşamı ve beraberinde babaların eve geliş saatini anons ediyor. Çocuklar apartman kapılarına koşuşuyor düğmesine basılmış oyuncaklar gibi bir bir. Çocuk sesinden eksiliyor sokak. Esnaf, kapı önüne attığı sandalyeleri, kasaları, üzerinde havlu kuruttuğu çamaşırlıkları içeri alıyor ağır ağır. Hava içine suluboya damlamış bardak gibi koyuluyor. Yaz kızartmasının kokusu içeri sinmesin diye açık bırakılmış mutfak balkonlarından tabak çanak sesi yayılıyor sokağa. Sanki her şey yolundaymış gibi geliyor bir an. Mahalle hep bir ağızdan “boş ver, bu da geçer” diyor, bir yandan da sırtımı sıvazlıyor sanki. Kokular içimi okşuyor. Taze ekmek, kendini yağın kollarına bırakmış patlıcan, yeni kesilmiş karpuz, anason. Hayat dar alanda o kadar da çekilmez bir yer değil diye geçiriyorum içimden. Televizyon açmadıkça, gazete okumadıkça, o kadar da tatsız bir yer değil. Kapı çalıyor, bakkalın çırağı gazeteye sardığı şişeyi uzatıyor. Gazetede bir habere takılıyor gözüm, bir foku domuz kurşunuyla başından vurmuşlar dün. Gazete, otopsi için morga kaldırıldığını söylüyor.

About The Author

Diğer yazılar

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.