Rakı felsefesine giriş!
okuma süresi 4 dakika
Ehlikeyif sakin ve sabırlı birisidir. Pişman olmayı hata yapmayı bilen, edepli, elindekine kıymet veren, tutarlı olacağım diye gerginlik saçmayan...
Ehlikeyif sakin ve sabırlı birisidir. Pişman olmayı hata yapmayı bilen, edepli, elindekine kıymet veren, tutarlı olacağım diye gerginlik saçmayan…
1. Rakı en iyi içkidir.2. Her akşam değilse bile haftada iki defa içilmelidir.3. Domates salatası, balık, kavun, beyaz peynir… biraz çiroz. Daha fazla meze zararlıdır.Ahmet Hamdi Tanpınar, Tanpınar’ın Mektupları, Dergah Yayınları
Marifet rakı içmekte değil elbet. İş bu kadar kolay olsaydı yutkunma kasları sorunsuz çalışan ve rakısını bardağa doldurabilecek kadar yetenekli her yetişkin muteber birer rakı erbabı, ehlikeyif olurdu.
Durum bir miktar daha sofistike. Rakının güzelliği de burada zaten. Sen rakıyı kabul edersin, bu kolaydır. Ama rakının seni kabul etmesi zaman alır.
Bir yandan da rakı erbabı olmak için rakı içmeye bile gerek yoktur. Baudelaire’in Sarhoş Olun klişesini hatırlayalım. Ne diyordu? “Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.” Hemen bir örnek vereyim. Yaşayan en büyük şairlerimizden Cahit Koytak’ın blues şiirlerinde sık sık küspe rakısı yüceltmesi yapılır. Küspe rakısının çıkışı büyük olasılıkla üstad Koytak’ın işkembe-i kübrasıdır. Ayrıca üstad Koytak’ın hayatında bir duble olsun rakı içmiş olması düşük olasılıktır. Fakat Cahit Koytak, onyıllardır bize ulaşan uzun, upuzun şiirleriyle hep ehlikeyifi yüceltir. Bir mütevazı ihtişamı tarif eder. Rakı içmeden ehlikeyifin haleti ruhiyeyisini anlatır.
Nedir bu haleti ruhiye? Ve neden dünyayı kurtarabilir?
Ehlikeyif sakin ve sabırlı birisidir. Pişman olmayı hata yapmayı bilen, edepli, elindekine kıymet veren, tutarlı olacağım diye gerginlik saçmayan, olanı biteni dikkatle takip eden ama büyütmeyen, had bilen bir insandır.
Sıklıkla bir biyolog genişliğiyle bakar olup bitene. 4 milyon yıl önce ağaçtan inmişiz, şurada 70-80 yıllığına yakacağımız oksijeni abartmamak gerekir. Bir gökbilimci zamanı nasıl tanımlar: “Şu gezegen beş milyar yaşında. Yüzmilyon yıl aşağı yüzmilyon yıl yukarı kesin bilgi.” İşte. Bir gökbilimci doğal bir ehlikeyiftir.
Bugünkü dünyanın en büyük hatası zamanı dünyanın merkezine oturtmasıdır. Bu yüzden hep bir şeylere yetişmeye çalışılırken geride kalır. Bu yüzdendir ki herkesin ağzında yerleşik bir paslı tat vardır. Sanki hep bir şeyler ıskalanmıştır. Hep bir başkası daha iyisini daha güzelini yapıyordur.
Lan her şeyi ıskalasan kaç yazar?
Herkes bir kaliteli zaman geçirme derdindedir. Ehlikeyif bilir ki böyle zaman geçirilmez. Böyle yapılırsa zaman size geçirir. Herkes yerini bilmelidir.
Zaman altı üstü güneşin doğduğu ve battığı aralığı ölçülebilir hale getirmektir. Ölçülebilir herşey gibi zaman da “yoruma açıktır.” Buradaki ehlikeyif yorumu çok devrimcidir. O yüzden ehlikeyif düzen arabasının hız kasisidir. İnşallah ehlikeyif sayısı artarsa çivili bariyeri olacaktır.
Ehlikeyiflik genç bir ihtiyarlık, tembel bir üretkenlik, temkinli bir cesaret halidir. Müdür ya da tapu sahibi olmaya adamış fanilerin görüş alanına girmeyebilir. Oysa kent hayatının oksijen tüpüdür. Apandisit kadar gereksiz görünür zaman sapıklarına. Ama omletin yumurtası kadar kıymetlidir gören gözlere.
Şöyle özetleyeyim. Zamanı modern dünyanın büyük bölümü okuma, çalışma, emeklilik, tahtalıköy özetinde sıralar. Ve tüketir. Aynı insan tek başına içinde görev bulunmaksızın bilmediği bir yere gitsin bakalım. 1 gün geçmesine rağmen sanki bir aydır oradaymış gibi hisseder. Topu topu bir gündür uzak durduğu devasa hayatı her geçen dakika ufukta küçülen Titanic gibi silikleşir. İşte o bir günü ehlikeyif faza geçmiş, rakı felsefesine giriş yapmıştır çünkü. O bir gün sunulan hayatın dışına çıkmıştır. O bir gün paranoyakça zamanı iyi kullanma hesabı yapılmadan geçmiştir.
O bir günleri arttırdığımız sürece ehlikeyifiz. Ehlikeyif olduğumuz sürece yaşadığımızın farkındayız. Felsefemizin modern hayata tek bir önerisi var: Dur bi!
Ehlikeyiflik masonik bir örgütlenme olsaydı büyük üstad hiç kuşkusuz Lafargue olurdu. Yiğit Bulut olacak hali yok tabii.
Tekrar Charles Baudelaire’e kulak vererek bitirelim:
“Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, ‘saat kaç’ deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: ‘Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.’”
***
Alternatif rakı sözlüğü:
Şarap altından rakı göstermek: Bir şey karşılığında ödül olarak şarap vaad ederken, işin ve ucundaki havuçun göründüğünden daha büyük olduğunu vurgulamak için söylenir.