Rakı masası ve arkadaşlık
okuma süresi 4 dakikainsan neden rakı içer? güzelleşmek istediği için mi, yoksa bu güzelliği paylaşmak istediği için mi? belki rakı bahanedir? hem sudan bahanedir rakı, sudan ama güzel bir bahanedir. kesin olansa insanın arkadaşlarıyla güzelleşmek istemesidir. rakıyı usulüyle içen arkadaşlarıyla…rakıyı usulüyle içen arkadaş demlendikçe güzelleşen arkadaştır. sohbetinden gökkuşağı süzülür masanın tam üzerine. o arkadaş kendi doğasına uygun renkleri içeren anılar biriktirmişse eğer rakısından her yudum alışında bunlardan bahsediyorsa bir bakmışsınız o rakı masası tuval olmuş, siz de o tablonun en güzel deseninde yerinizi çoktan almışsınızdır.rakıyı usulüyle içen arkadaş içtikçe yeşillenir resmen. bazen fesleğen bazen taze kekik kokar sohbeti, baharlanırsınız.usulüyle rakı içen arkadaş güzel kahkaha atan arkadaştır. gülüşünü içine gömmez o arkadaş.rakıyı usulüyle içen arkadaşınız eğer kadınsa, zarifliği mizacına yansır mutlaka.rakıyı usulüyle içen arkadaşınız eğer erkekse, delikanlıdır ama bu delikanlılık “r” harfini bastırarak söyleyen külhanbeyi tavırlar içermez asla.bu delikanlılık ‘r’ leri söyleyemese bile kendine özgü efendilik içerir.içtikçe oturaklaşır usulüyle rakı içen arkadaş, şakaları kıvamlaşır. önce düşünür, sonra bir konuşur pir güldürür.rakıyı usulüyle içen arkadaş konuştukça, siz onun kelimelerini usta bir mimar gibi inşa ederken,o çoktan temelde gizli olan esas anlamdan ferah bir balkon yapmıştır size. bu durumda size balkondan manzarayı izlemek kalır.rakıyı usulüyle içen arkadaş yeri geldiğinde gözleriyle konuşabilen arkadaştır.bakışlarına ince bir tebessüm eşlik eder karşısındakini dinlerken. ve zaman zaman kendi omzuna doğru bakış atıp gülümser, bu bakışla size kısmen katılmadığını ima eder,aslen.Sizde zaten sürekli aynı fikirde olmaktan hoşlanmadığınız için bu işinize gelir. tatlı tatlı atışmak için iyi bir sebeptir.rakıyı usulüyle içen arkadaş ağırbaşlılıkla söyler kendi düşüncesini ama asla sabitfikirli değildir. sizse düşüncesine katılmadığınız yanlarından ona bahsederken, tam karşınızdaki o arkadaş Sokrates’e dönüşmüştür. öyle bir konuşur ki; aklından dökülenleri Platon gibi kaleme almak istersiniz.rakıyı usulüyle içen arkadaş asla “bi öpüjem” demez. gerekte yoktur zaten. çünkü tavırlarıyla çoktan sarılmıştır size.usulüyle rakı içen arkadaşınızla zaman aktıkça van gogh tablosunda gibi hissedersiniz kendinizi. bu bazen teras kafe olur, bazen eski değirmen, bazen de yıldızlı gece olur.rakıyı usulüyle içen arkadaşınız size güvendiyse eğer içindeki dehlizlerden söz eder, olağanca içtenliğiyle hem de.usulüyle rakı içen arkadaşınız başka kişilerden bahsediyorsa bilin ki onları özlemiştir.kadehinizi masaya bir kez vurmanız yeterlidir,olmayanlar için.rakıyı usulüyle içen arkadaş saygılıdır. önce kendine elbette.usulüyle rakı içen arkadaşınız Atatürk’ü anıyorsa, siz içinizdeki çalma listesinden çoktan “manastırın ortasında” adlı rumeli türküsünü fon müziği yapmışsınızdır. “bu yurdun kızları hepsi de yavuz” bölümüne gelince gülümsemenize engel olamazsınız.rakıyı usulüyle içen arkadaş, cahit sıtkı gibi “haydi abbas vakit tamam” demesini bildiği gibi “yeter abbas bu kadar kafi” demesini de iyi bilir. can yücel kadar da merttir.usulüyle rakı içen arkadaşınız aşka gelip faytona da binebilir. belki rüzgarın iyi geldiğini bildiğinden, belki nal sesi sevdiğinden. orası bilinmez.rakıyı usulüyle içen arkadaş güzelleşmeyi bilen arkadaştır. ne kadar içerse içsin yeni sulanmış yaz bahçesi kadar ferahlık verebilir.hani yeni gül fidesi dikince yere eğilmesin diye bir çıta yerleştirilir yanına, işte yanınızda öyle durabilen arkadaştır gerçek rakı içebilen arkadaş. hal böyle olunca ister istemez bir gonca açıverir.rakıyı usulüyle içen arkadaşınızın sohbeti, sizin hayal gücünüzle birleşince pek çok ören yeri gezmiş gibi hissedersiniz kendinizi.o anlatırken buzun bardaktaki tınısı en güzel enstrüman olmuştur bile.usulüyle rakı içen arkadaşınızla zeytinyağlı otlardan tadarken dahi memleketinizin ovalarını tek tek dolaşırsınız.rakıyı usulüyle ve güzelce içtiğiniz arkadaşınızla son kadehte Zorba* filminin sonundaki gibi sirtaki yaparsınız masadan hiç kalkmadan hem de. biriniz alan bates, biriniz anthony quinn olmuşsunuzdur çoktan.* “let’s go!”