Sevgililer Günü’ne dair
okuma süresi 3 dakikaGençlik yıllarımızda, örneğin 1950’li yılların sonlarında bizim böyle özel bir günümüz var mıydı diye soracak olursanız içtenlikle söylememiz gerekir ki yoktu. Bu tür günler aylara, mevsimlere yayılırdı. İlkbaharda daha romantik olan anlar soğuk kış günlerinde daha sıcak fantezilerle yaşanırdı. Ama Levantenler ve İstanbul’u ziyarete gelen yabancı turistler münferit olarak söz konusu günü kutlarlardı. Bugün olduğu gibi sevgililer mum ışığıyla aydınlatılan romantik sofralarda bu anlamlı günün mutluluğunu yaşarlardı.
Bu güzel günün kısa geçmişine gelince: Aslında Sevgililer Günü’nün başlangıç tarihi Eski Roma İmparatorluğu dönemine uzanıyor. Eski Roma’da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için çok önemli bir gündü, kutsaldı da. Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçaların kraliçesi olan Juno’ya duyulan büyük saygıdan ötürü tatil yapılır, eğlenceler düzenlenirdi. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da kabul edilirdi.
Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise “Lupercalia Bayramı” başlıyor, bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun başlıca nedeni de yaşantıları kesin kurallarla sınırlandırılmış, bu sınırlamanın doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan gençler sadece söz konusu bayram süresince olsa bile birbirlerinin partneri oluyorlardı. Hangi genç bayanın hangi genç erkekle bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan Lupercalia Bayramı’nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu.
Romalı genç kızlar isimlerini küçük bir kâğıt parçasının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlar, erkekler de kavanozdan bu kâğıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirlerine âşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.
İmparator İkinci Claudius Roma’yı kendi katı kuralları ile zalimane yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamasıydı. Kendisine göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı.
Aziz Valentine ise İkinci Claudius’un hükümdarlığı döneminde Roma’da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius’un yasağına rağmen çiftleri gizlice evlendirmeyi sürdürüyordu.
Aziz Valentine halkı evlendirmeye devam ettiği için tutuklanıp yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü ve Milattan sonra 270 yılının 14 Şubatında Hıristiyan şehitliğine gömüldü. Hıristiyan Kilisesi’nin kurulduğu ilk yıllarda gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte isteği ile Lupercalia Bayramı’nın başladığı gün “Saint Valentine Günü” olarak kutlanmaya başlandı. O gün bu gündür 14 Şubat günü “Sevgililer Günü” olarak kutlanmaya devam ediyor.
Sevgililer Günü’nün yaygın olarak kullanılmasına ise Amerikalı Esther Howland’in bir tebrik kartı sebep oldu. Kendisi 14 Şubat 1800 tarihinde sevgilisine gönderdiği tebrik kartı dostları tarafından çok beğenildi ve zaman içinde çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay halini aldı. Daha sonra da tüm dünya ülkelerinde kutlanır hale geldi.
Sevgililer Günü’nün kısa geçmişinden küçücük kesitler bunlar.
Sevgililer gününüz kutlu olsun…