Süreyya Karacabey: “İnsanlar düşler kurdukça ümit vardır…”
okuma süresi 2 dakikaJean Cocteau’nun 1962’de kaleme aldığı bildirgeden bu yana “Dünya Tiyatro Günü” kutlanıyor. Biz nasıl kutlamalıyız bugünü?
Bir şeyi kutlamaya başlamışsak varlığı ciddi bir önem kaybına uğramış demektir 🙂 1960’lı yıllar bir yanıyla parlak örneklerin seyirciyle buluştuğu fakat öte yandan da tiyatronun meşruiyet krizini içten içe yaşamaya başladığı yıllar. Bir hareketin taklidi olma özelliğini sinemaya kaptırdığı için varlığının ayırıcı özelliği sorusuna çarpan tiyatronun şimdi ve burada vurgusunu mutlaklaştırmaya başladığını biliyoruz. Dolayısıyla “tiyatro günü” seferberliği için doğru bir tarih. Biz tiyatro gününü nasıl mı kutlamalıyız? Ortada sevinilecek bir şey yok ama biz yine de sevinmiş gibi yapabiliriz, tiyatro diye bir şey var, olmasa ne olurdu diye derin düşünebiliriz.Ya da her şey gibi tiyatronun da tecimsel karakterinden kurtulup, özgürleşeceği zamanların düşünü kurabiliriz.
Türkiye sathında tiyatroya dair heves verici şeyler yaşanıyor mu?
Heves güzel bir kelime; ruhsuz bir çağda heves artık bütünlüklü bir şey gibi görünmüyor ufukta, her şeyi kaplayan sisin altında duruyor tiyatro da, diğer şeyler gibi. Ama kişisel düzlemde çabaların yarattığı hevesten söz edebiliriz, tam inancınızı yitirdiğiniz bir noktada beliren bir ciddiyetten, arayıştan söz edebiliriz. İnsanlar düşler kurdukça ümit vardır ve şimdi göze görünmeyen bazı çalışmalar, kendini adamış çocuklar yarın daha bütünlüklü bir manzarayı inşa edebilirler diye düşünüyorum.
Tiyatro yayıncılığı konusunda fikirleriniz nelerdir? Biraz zayıf bir saha gibi görünüyor, yanılıyor muyuz?
Tiyatro yayıncılığı zayıf çünkü fazla satmayan şeyleri basmama ilkesi geçerli. Her şeyin paraya havale edildiği bir dünyada, naif kalmayı başaran insanların sorumluluk duygusuna ihtiyaç var. Şiire artık ihtiyaç kalmamıştır diyecekler yakında, ondan korkuyorum ve bazı şeylerin getirisini salt maddesel olanla açıklamayacak ruhlara yatırım yapmalıyız. Evet dünya böyle ama böyle olmasına direnecek insanların çoğalması önemli. Bütün yollar kapitalizmin ilgasına açılıyor, farkında mısınız? 🙂
Bugün için bir cümle sarf etmenizi istesek, ne dersiniz?
Cümlem şöyle olsun: Biz hayatı sizlerden kurtarmayı başaracağız, o zaman tiyatro da özgürleşecek her şey gibi.