Tarık Tufan: Bergen, bütün konfeksiyon atölyelerini sesine serpiştirir…

okuma süresi 2 dakika
Atölye yerin iki kat altında demiş miydim? Pencere yok yani. Güneş de. Pencere yok, güneş yok ama Bergen var.

Unkapanı İMÇ blokları. Yerin iki kat altına inen merdivenler. Bir konfeksiyon atölyesinde gömlek dikiyoruz. Ben bir yandan da okula gittiğim için (ortaokula o yıl başlayacaktım) hep ortacıyım. Birlikte konfeksiyona başladığımız arkadaşlar makineci olmuş ben okula da gittiğim için hâlâ ortacıyım. Makinelerden çıkan parçaları temizliyorum, üst üste topluyorum, öbür makineye götürüyorum. İşi öğrenebilmek için daha çok zaman geçirmek gerekiyor. Usta bana karşı güvensiz. Makineye oturtup işi öğretirse çekip gidebilirim diye endişe ediyor belki de. Neticede ortacıyım. Atölye yerin iki kat altında demiş miydim? Pencere yok yani. Güneş de. Pencere yok, güneş yok ama Bergen var. Bergen’le birlikte Tüdanya, Ali Seven, Abdullah Papur, Nejat Alp var. Bütün günümüze onlar eşlik ediyorlar. Makine gürültülerini duymuyoruz.

Bergen bir başka var.

Yaptığı kasetlerin isimlerine bakınca neden bir başka var olduğunu anlıyor insan. Şikayetim Var, İnsan Severse, Acıların Kadını (ah en çok da acıların kadını), Onu da Yak Tanrım, Sevgimin Bedeli, İstemiyorum, Yıllar Affetmez, Giden Gençliğim, Garibin Çilesi Mezarda Biter (bitebilecek olması umudu), Son Ağlayışım, Hatıram Olsun. Yaşar Plak. Onun sahibini de vurdular.

Sarı bukleli saçları yüzünün yarısını örtüyordu. Bir tutam saç bunca acıyı örtebilir mi? Örtüyor işte. Bergen kezzap atılmış yüzünü gizledi de sesindeki acıyı nasıl gizlesin? Ülkenin bütün konfeksiyon atölyelerinin, fabrikalarının, pavyonlarının acısını üstüste koyup sesine serpiştir. Bergen’in sesi o işte.

Özel radyolar açıldı. Günışığı FM’de program yapmaya başladım. Gece saatleri. İslami ezgilerin radyoları inlettiği dönem. Mahallenin radyoları bangır bangır ezgi çalıyor (Mahir’den esinlendim). Ne zaman başım sıkışsa, içimdeki bir yaranın kanaması durmasa gece yarısında araya Bergen şarkısı attım. Çok laf yedim ama mesele değil. Bergen de bir yakarış biçimidir. Bergen de bir itiraz etme veya tersini söyleyelim rıza gösterme biçimidir. O zaman yediğim lafların arasında bazı arkadaşlar fısıldayarak “hacı ne iyi ettin” derdi ki, bu tip akrabalıklar insanı serin tutar.

Bergen öyle işte.

Bergen yüzüne kezzap atılan kadın, Bergen kocasının Pozantı yolunda öldürdüğü kadın, Bergen Acıların Kadını, Bergen Masumiyet, Kader, Uğur. Bergen acısını içine atan yoksullar, Bergen İslami bir radyoda araya giren ağlama biçimi.

About The Author

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.