Tuğçe Güleç: “Tiyatroyla ilgili sorularda umut sözcüğü beni hep düşündürüyor.”

okuma süresi 2 dakika
büyükkeyif yazarlarından dostumuz ve bu dosyanın gizli kahramanlarından olan oyuncu Tuğçe Güleç de sorularımızı yanıtladı. İstihza, her daim serbest.

Eskişehir mezunusun. Okulla sahne arasında mesafe var mı?

Ah hem de nasıl mesafe! Bu nasıl biliyor musunuz; size, uçaktayken birinin/birilerinin paraşütünüzü nasıl açacağınızı uzun uzun ve lüzumunda göstererek anlatması ve sonra da “haydi koçum iyi şanslar” deyip aşağı itmesi. Okul, sadece, sonradan da edilebileceğin donanım için hızlandırılmış bir tur gibi.

Üretiliyor olan tiyatroyla alakalı ümitvar mısın? Kimler heyecanlandırıyor seni?

Tiyatroyla ilgili sorularda umut sözcüğü beni hep düşündürüyor. Aslında umut ne; seyirci mi, para mı, popülerlik mi… Bunlar uzun tartışma konusu bence. Memleket ahvaline dek uzar konu. Sanatın bir elzem ihtiyaç olarak kavranmadığı toprakların çocuklarıyız biz neticede. Amma velakin şunu söyleyebilirim; sanatı ve özelde tiyatroyu bir üst yapı kurumu gibi kavramadan ve bu yönelimle tiyatro yapan insanlar bana umut veriyor, evet. Bir kalemde sayabileceğim üç isim var özellikle; Cem Uslu, Erdem Şenocak ve Mirza Metin.

“Tiyatro Günü”nün tiyatrocular için bir “bayram” havasında geçmesi lazım ve mümkün mü dersin?

Ahahaha (evde buna gülündü) Yok, sanmam. Keşke karnaval gibi geçse. Keşke biz de o kadar “beraber gülmeyi ve kutlamayı” seven insanlar olsak, keşke tiyatro öyle bir şey olsa.

Sahne perdeye ve ekrana doğru evrildi mi? Televizyon ve sinema, tiyatro için hayırsız iki küçük kardeş mi?

Benim kariyerimde evrildi. Kariyer deyince de ne komik oluyor. Neyse, ben dizi de çektim, dublaj da yaptım, başka şeyler de… Yine de yaparım. Bir yol başka bir yolu öğretiyor çünkü. Sette de “amaan dizi işte” demedim hiç. Niye diyeyim ki? Ben her ne kadar reklam arası bir işin parçası da olsam orda; orası benim oyun alanım. Söz sinemaya gelince; o başka. Sinema başka. Burnundan kıl aldırmam sinemanın. Tiyatro bile elinde cımbızla yaklaşamaz öyle diyeyim. Ama çok farklılar zaten. Oyunculuk tekniklerinden tut da, ulaşabildiğin kitleye kadar, hikayeleme koşullarına kadar çok farklılar. Kıyaslamak abes. Huyumuz çıksın (burda yeniden gülündü).

About The Author

Diğer yazılar

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.