Bir Sevene Sorduk: Bedia Ceylan Güzelce
okuma süresi 5 dakika1982 Ankara doğumlu. İstanbul Üniversitesi’nde Klasik Arkeoloji okudu. Üçüncü sınıftayken Atlas dergisinde çalışmaya başladı. Tarih, azınlıklar ve din gibi konuların üzerinde sık sık durdu. Habertürk televizyonunda “Skala” adlı kültür sanat programını hazırlayıp sundu. 2011 yılında, April Yayıncılık’tan yayımlanan 1473 adlı bir romanı vardır.
Rakıyı ilk kaç yaşınızda tattınız? Nasıldı?
Rakıyı ilk tattığımda altı yaşımdaydım. Benim üç abim var. Babam dördümüzü de etrafına dizip çeşitli içkiler koymuş, içkinin ne olduğuyla ilgili bir şeyler anlatmıştı. Nasıl içilmesi, ne kadar içilmesiyle ilgili. Ne zaman içilmemesi, ne zaman bırakılması gibi alt başlıklar açmıştı hatta. Ne dediğini tek tek hatırlıyorum. Bir sürü değişik içki tattırmıştı, rakı da onlardan biriydi. Diğer içkilere göre kesinlikle çok daha acıydı.
Ne sıklıkla rakı içersiniz?
Çok sık rakı içmem. Önceden belirlenmiş ve sırf bunun için toplanılmış günlerde. Bir de rakı içmekten çok keyif alan insanlarla birlikteysem ahengi bozmamak adına alırım bir kadeh. Ama içmesinden çok, muhabbeti ile güzeldir rakı. Masadaki herkes koşullanmış gibi, en güzel muhabbeti de beraberinde getirir.
Rakınızı nasıl içersiniz?
Mümkünse çay bardağında içmek isterim. Çay bardağı yoksa başka bir tür bardakta ama illa küçük bir bardak olacak boyut olarak.
Mümkün olsa kiminle rakı içmek isterdiniz?
Tom Waits’le bir rakı sofrası fena olmazdı sanki, ne dersiniz? Kendini bozmayacaksa birlikte rakı içmek istediğim birçok insan çıkabilir aslında. Ruhi Su, Edip Cansever, Ursula Le Guin, Kafka, Yaşar Kemal…
Rakının yanında en çok sevdiğiniz meze hangisi?
Rakının yanında kavunu pek severim. Ama bostan kavunu olacak, ithal kavun değil, soğuk olursa bir de tadından yiyemem, belki izlerim önce biraz. Bir gezegende yaşıyor oluşumuz ve içindeki ağaçların, bitkilerin meyvelerini yiyebilmemiz bana hala çok tuhaf geliyor.
En sevdiğiniz rakı masası arkadaşınızı söyler misiniz?
Rakı sofraları kolektif bilincin zirve yaptığı yerlerdir, dolayısıyla kendi rakı soframı kurduğumda o masada kimler olur diye saymam gerekirse, pek sevgili Cemi’i Can Deliorman, Burcu Aktaş, Kemal Egemen İpek, Nazlı Berivan Ak, Onur Sözeri, İzzet Sevig, Ferdi Ayaz, Kutan Ural, Yasin Vural, Tutku Saltoğlu Hodaman, Savaş Hodaman, Yıldırım Öztürk, Murat Hasarı, Funda Özdoğan, Özkan Özdoğan, Volkan Güzelce, Sinem Arat Güzelce, Saadet Güzelce, Anıl Koç, Esra Demirkıran ve birkaç kişi daha… Tabi bizim rakı sofrası Halil İbrahim sofrası, arzu eden buyursun gelsin…
Rakıdan başka hangi içkileri seversiniz?
Şarap severim, köpüklü şaraba bayılırım. Bunun yanında Belçika birası varsa ona da hayır demem.
Meze yapar mısınız?
Meze ve rakı sofrası kurma konusunda çok iddialıyım. Yemek yapmayı seven bir aileden geldiğim için (çok havalı durmadı değil mi?) ben de fena bir aşçı değilim. İşin havası şurada, benim ailem otuz yıl içkili restoran işletti. Dolayısıyla benim rakı ile muhabbetim daha çok başkalarının sofralarını izlemek ve onları aklıma kaydetmekle geçti. Yine de zeytinyağlı semizotundan tut da kavununa kadar (bu da pek havalı olmadı ama olsun) dört dörtlük bir meze skalam var, ilk fırsatta bekliyorum.
Rakıyı bir duyguya benzetseniz hangisi olurdu?
Hani dedim ya, tadını ilk aldığımda acı gelmişti diye. Rakıda başka bir duygu var. Rakı insanın içindeki acıyı dengelediği için, tadı hep çok özeldir. Bana sorarsanız rakı içmek, doğduğunuz toprakları içmek gibidir. Kalbinize ve ruhunuza denk bir sevgili gibi. Bir duyguya denk getirmek gerekirse denklik duygusu. “Yerlebir”, “göklebir”, “kendinlebir” olmak gibi…
Hangi ortamda rakı içmeyi tercih edersiniz?
Mekân söylemek gerekirse, Hatay Meyhanesi ya da Büyükada’da Fıstık Ahmet abimizin yeri. Ama en güzel rakı sofraları evde kurulur bana sorarsan. Kendi masanda, kendi sofranda, kendi dostlarınla, kendi müziğini yaparak, ki saydığım isimler arasında müzisyenler de var. Ama ben de çok severim şarkı söylemeyi, ben de söyleyebilirim, olur yani.
Rakı ile en sevdiğiniz şarkı hangisi?
“Dertliyim Ruhuma Hicranımı Sardım da Yine”… Hayatta en sevdiğim musiki eserlerinden biridir bir de Selanik türküleri en çok da rahmetli Halil Karaduman’dan “Çalın Davulları”.
Hiç tatmamış birine rakıyı nasıl tarif edersiniz?
Sting Türkiye’ye son konseri için geldiğinde kemancısı Peter Tickell’i rakı içmeye götürmüştük Cemi’i ile birlikte. Ona rakıyı çok klasik bir tabirle tarif etmiştik: Lion Milk. Yani Aslan sütü. Bence en güzel tarifi eskiler yapmış. Hiç tatmamış birine bu “aslan sütüdür” dediğinde gerçekten ne demek istediğini anlıyor ve bu bilinçle içiyorlar.
Rakı bir insan olsa adı ne olurdu?
Rakı bir insan olsa adı, “toprağım” olurdu. Ciddiyim.
Rakı sofrasından neleri uzak tutmalı?
Rakı sofrasından hiçbir şeyi uzak tutmamalı. Rakı sofrası kendi evrenini kurmaktır, içine bu dünya ve evrende var olan her şeyi katmalı bence.
Ne olacak bu memleketin hali?
Ahh… Bu soruyu sormasaydın iyiydi. En son Reyhanlı’daki bombalı saldırı. İçimiz yanıyor, kalbimiz yanıyor, yas bile tutamıyoruz düşünsene. Bitmişiz. Garip bir hız var, garip bir telaş. Bu garip iki anlamlı ama, hem tuhaf hem de fakiriz. Kimsesiziz sanki. Dünya geri dönüşü olmayan bir dönemece girdi.