Edip Tepeli: “Tiyatro bize anlatılandan çok farklı…”
okuma süresi 2 dakikaPek yakında okulunun bittiğini biliyorum. Bu kısa zamanda ne değişti senin için, sahne ile okul arasında?
Konservatuvar senelerinde birikmiş olan, mental yorgunluğumu üzerimden atıyorum, diyebilirim. Artık etrafımda bir kâhin edasıyla ileride nelerle karşılaşacağımı ve kolayca üstesinden gelebilmek için hangi özelliklere sahip olmam gerektiğini söyleyen insanların olmaması güzel. Yanıldıklarını görmekse üzücü. Hâlâ okuyan birçok arkadaşım var ve hepsi benim kadar şanslı olamayacaklar, maalesef. Çok sevdiğim arkadaşlarımla tiyatro yapıyor ve tiyatronun sorunlarını birinci elden görüyorum. Ortam, bize anlattıklarından çok farklı.
Bugünü “bayram” olarak mı kutlamalı insanlar yoksa “şapkayı masaya koyup” düşünerek mi geçirmeli?
Zaten durmadan düşünüyoruz! Neden bu mesleği yapmaya karar verdik? Çünkü çok eğlenceliydi! Eğlence bize nasıl da güzel unutturuldu ama… Toplumdan uzak, soğuk, burnundan kıl aldırmayan tiyatrocu ağabeylerimiz böyle türedi işte. Hiç değilse sene de bir gün, bayram olsun!
Seyirci sahneden nasıl görünüyor? Hakikaten zor durumda mı özel tiyatrolar?
Seyirci, sahneden çok komik görünüyor. Görünüşteki kanaatim gerçekten bu. Şimdi de asıl kastettiğiniz soruyu cevaplayayım: Özgür bir seyircimiz yok maalesef. Gülmek için bile birbirinden destek almaya ihtiyaç duyan bir seyirci profilimiz var. Bu beni üzüyor. Kendini belli etmekten bu denli korkan bir seyircimizin olması, şüphesiz ki seyircinin tiyatrodan ne beklediğini anlayabilmemiz açısından bizi yavaşlatıyor. Kendilerini tiyatrodan gizleyen bir seyirciye sahibiz yani. Özel tiyatroların çok zor durumda olduğu zaten bir sır değil. Bu konuda yorum dahi yapmak istemiyorum. Zaten bir çıkış yolu arayışıdır, bizimki. Farklı olacağını da düşünmüyordum, açıkçası. Bu sebeple şikâyet etmeyeceğim. Şikâyet etmeden de özel tiyatroların durumundan bahsetmem mümkün değil.
Kuşağından seni heyecanlandıran, heves veren isimler/metinler hangileri?
“Siyah Beyaz ve Renkli”! Tamam bizim tiyatro olabilir ama n’apalım, beni heyecanlandırıyor bu çocuklar! Emek, Krek, Sıfırnoktaiki, SahneHal, AltıdanSonraTiyatro gibi ekipler de son derece cesur bir şekilde dimdik ayakta durmayı başarabilen ve genç ekipler. Yalnız olmadığımızı bilmek çok güzel. Önümüzdeki yıl kurulması planlanan “Üçüncü Yeni” de karnımdaki başka bir kelebek. Heves veren yeni metin kısmında da tam olarak, Üçüncü Yeni devreye giriyor zaten. İlk oyunun yazarı Güven Murat Akpınar, umuyorum ki kaybettiğimiz şiiri bize geri verecektir.