Gençliğimi yedin Umut Ocakbaşı!
okuma süresi 3 dakika
Evet, yedi gerçekten. Biz çöp şişleri götürürken o da bizim gençliğimizi yedi. Üniversite döneminin büyük kısmını Umut Ocakbaşı’nda geçiren bir tek ben değilim herhalde! Hani Taksim Meydanı’ndan İstiklal Caddesi boyunca yürürken Mc Donald’s’ı geçip sola dönersin, sonra bir sağ yaparsın; Hasnun Galip Sokak’ta karşına çıkar. 90’lı yılların ikinci yarısında üç katlı bir yerken, mütevazı girişini hala değiştirmeyen ama yan binanın da katılmasıyla 5 katlı, teraslı koskoca bir yer haline gelen… İşte oradan bahsediyorum, Umut Ocakbaşı!
Oturur oturmaz kendiliğinden gelir mezeler. Meze dediysem çok fazla şey beklemeyin; patlıcan salatası, acılı ezme, közlenmiş soğan, peynir ve cacıktan başka bir şey bulamazsınız. Yiyip de doymayalım diye herhalde; çöp şişe yer kalsın… Zaten hemen ana yemeğe geçilir ama yine de her şey bittikten sonra bile kalkma isteği olmaz insanın içinde. Meze biter kebap gelir, kebap biter, meze gelir, derken işte bir bakmışsınız 15 yıl geçmiş.
Neyse sonuçta bu, duygu dolu bir yazı değil, altı başı mekan tanıtıyoruz… Umut Ocakbaşı, duvarları baştan başa dolduran Atatürk tablo ve fotoğraflarının dışında son derece sadedir. İki katta bir, adı üstünde, başına oturmak için bir ocak bulunur. Genellikle çok sıcak ve dar olduğu için ocağın başı tercih edilmez. Ama oturursanız, ustanın yaptığı yer şeyden tatma şansı bulursunuz, haberiniz olsun! Yürümek zorunda kaldığımız katlar arasında artık asansör var; sigara içenler için daha önce bahsettiğim teras katı da bulunuyor; üstelik orayı da epey büyütmüşler…
Umut Ocakbaşı’nda rakı içilir. Üstelik diğer restoranlar gibi şarap ya da bira içenlere neredeyse hiç rastlanmaz. Meze niyetine geçen biraz önce saydığım yiyeceklerin hepsi iyidir, güzeldir. Yazın cacığın içine buz atmak adettendir. Bu arada çoban salata alırsanız bibersiz olmasına dikkat edin. Zira ‘acı biber’ durumu mekanda büyük sorunsaldır benim için. Katlarda ocak olduğu için mesela “Patlıcan salatası yerine közlenmiş patlıcan istiyorum” deme şansınız vardır. Aynısı biber ve domates için de geçerlidir. Ana yemek olarak çöp şiş değişmez bir klasiktir. Çöp şişe hemen yanınızda metal taslarda bulunan baharatlardan bol bol dökmenizi öneririm. Sevenler için ciğer şiş de iyidir; tavuk şiş ve kanat da beğenenleri gördüm… Patlıcan kebap doğası gereği mükemmeldir. Ama Umut Ocakbaşı’nda sanki patlıcanı biraz çok mu koyuyorlar ne?!
Ana yemeğin üstüne meyve ya da atom yenir. Başkaca da bir tatlı bulunmaz zaten. Atom da bal, muz, ceviz ve kaymaktan oluşan gerçek ‘atom’dur…
FİYATLAR
İki duble rakı içtiğinizi varsayarsak, mezeler ve etle birlikte 75-80 liraya çıkarsınız. Eğer çok kalabalık giderseniz bu fiyat düşer, 55 lira ödediğim oldu… Bu arada internet sitesine süper bir bölüm yapmışlar. Yiyeceklerinizi seçiyorsunuz, ne kadar ödeyeceğinizi hesaplıyor…
SERVİS
Çok fazla yiyecek çeşidi olmadığı için ve sanırım artık insanların ne kadar zaman içinde hangi yiyecekleri isteyeceğini bildiklerinden serviste de sıkıntı yaşanmıyor. Her kafanızı kaldırdığınızda mutlaka bir garsonla göz göze geliyorsunuz.
BAŞKA
Benim için büyük sorun; çay burada da yok. Şalgam, çirkin. Bir de cuma-cumartesi günleri çok kalabalık olduğu için içerde aşırı uğultu oluyor. Böyle zamanlarda terasa çıkmak en iyisi. Çocuklar için pek uygun bir mekan değil. Ama sigara yasağı başladığı günden itibaren içeride sigara içirmeyen Taksim’de bildiğim tek mekan…
