Günün Bilgisi – Cunda
okuma süresi 3 dakikaAyvalık’a, Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü adıyla anılan küçük bir köprüyle bağlanan tarihi ve turistik ada; resmi adıyla Alibey Adası, eski adıyla Moshonisia. Bugün sahil boyunca uzanan meyhanelerin hesap pusulaları, Cunda’nın eski hızlı içicilerinin dudağını uçuklatıyor: “Bir gece ailece yiyip içsek, kalkarken evin tapusunu bırakmamız lazım!” Eskiden Ayvalıklı ve Cundalıların rakıdan ziyade şaraba meyletmesi de fakirliktendi. Cumhuriyet dönemi Cundasının ilk Giritli meyhanecileri Tavernar Hasan ve Birneli Saki Onat, en uzun ömürlüsü ise Selam oldu: Girit göçmeni Selam Aydın, bugün Nesos meyhanesinin olduğu binada, 30’ların ortasında Kanaat Bakkaliyesi’ni açtı, sonra dükkânı ortadan ikiye ayırıp deniz tarafında meyhane işletmeye başladı. Yörenin ancak 50’li yıllarda düzenli elektriğe kavuştuğu düşünülürse, diğerlerinde olduğu gibi, Selam’ın yerinde de, Petromax marka bir lüks lambasının kör ışığında demlenirdi akşamcılar.
Selam, esasen Bozcaada’dan getirttiği şarapları satardı, ezkaza, Midilli ağzıyla bir rakıcık isteyen olursa, bakkaliyedeki oğlu, aradaki servis penceresinden bir şişecik uzatırdı. Sonraları bakkal kapandı, bina bütünüyle meyhane olarak hizmet vermeye başladı, Selam’ın 1964’teki ölümünden sonra birkaç sene daha oğulları tarafından Canlı Balık adıyla çalıştırıldı. Selam’ın meyhanesi, ramazanlarda tatile girer, kadayıf, muhallebi ve aşure servisi yapan bir tatlıcıya dönüşürdü. Eski Cundalılar, papalina balığının isim babasının Selam olduğu konusunda hemfikir: Bir gün Selam’ın dükkânına yolu düşen bir Adanalı tüccar bu balığın adını sorar, “sardalya yavrusu” cevabından tatmin olmayıp ısrar edince, Selam Baba lafı uzatmamak için “papalina” diye işkembeden atıverir.
Selam, papalinaları üçlü olarak kuyruklarından yapıştırarak unlar, bol zeytinyağında kızartır, bütün sahili mis gibi bir kokudur kaplardı. Papalina kısa zamanda izmaritin ve boklu kebap denen gopezin pabucunu dama atan balık oldu ve adı Ayvalık yöresiyle özdeşleşti. Ayvalık’ın tek gramofonlu meyhanesi de Selam’dan başkası değildi. Tafasanamu şerume (bir nevi Dertleri zevk edindim), Oso varun tasizera, Moru ve elbette Samyotisa, en çok rağbet gören şarkılardı. Daha sonra pikaplı meyhane geleneğini Papalina Restaurant adıyla anılan Saki Kaptan’ın Yeri sürdürdü. Yolcu teknelerinde kaptanlık yapan Saki, Midilli’ye her gidişinde onlarca Yunan plağı taşırdı meyhanesine. Bugün Saki Kaptan’ın oğlu Hüsnü Dizlek tarafından işletilen Papalina, Cunda sahilinin en kıdemli meyhanesi. Diğer sahil meyhaneleriyse 70’lerin sonlarında, turizmin zorlamasıyla birer birer faaliyete geçti. Bu dönemin öncülerinden, Midilli göçmeni bir ailenin ferdi Ahmet Nihat Bekit tarafından kurulan Bay Nihat’ın Yeri-Lale Restaurant ve Gömeçlinin Yeri-Günay Restaurant, ayrıca Nesos, Ayhan’ın Yeri-Deniz Restaurant, Cunda’nın yeni kök salan meyhaneleri oldu. Masalar arapsaçı, hindiba, turp otu, börülce, hardal otu, popules, akkız, çoho, istifno, muhliye, çipez, stafilinakus ve izvinya (sarmaşık) türleri olan asvaraca, avrones gibi otlarla, lakerda, ahtapot, kalamar, adabeyi (lipsos), fener, tekir balıkları ve yörede karadiken denen deniz kestanesi gibi deniz mahsülleriyle donatıldı.
Ayvalık ve Cunda, Türkiye’ye sadece leziz zeytinyağları değil, bu zeytinyağıyla yapılan envai
çeşit mezenin bilgisini ve görgüsünü de ihraç ediyor.
Rakı Ansiklopedisi‘nden alınmıştır.