Günün Bilgisi – Enfiye
okuma süresi 2 dakikaHalk arasında deli tütün adı verilen yabani tütün cinsinin burundan çekmek üzere toz haline getirilmesiyle elde edilen keyif verici madde. Osmanlı döneminde çok sayıda enfiye tiryakisi vardı; bunlar çoğunluk okuryazar tabakadandı. Meyhanelerde çubuk ve nargile çeken kadar enfiye çeken bulunurdu. Refik Ahmet Sevengil, enfiyenin Türkiye’ye girişinin tütün yasağı getiren IV. Murat’ın ölümünden sonra gerçekleştiğini söyler. 1641’de bir Yahudi, Galata’daki Kurşunlu Mahzen’de bir dükkân açarak enfiye satmaya başlamış, İstanbul halkı bu yeni keyif türüne bundan sonra alışmıştı. 1766’da çıkarılan bir fermanla kaçak enfiye üreten veya getirenlerin kürek ve pranga cezasına çarptırılacağının ilan edilmesi, enfiyenin toplumda geniş rağbet gördüğünü gösteriyordu. 1855-60 arasında İstanbul’da 94 gedikli enfiyeci dükkânı vardı ve bunların dışında enfiye satılması yasaktı. En makbul cinsi ise Fransız enfiyeleriydi. Bir adı da burunotu olan enfiye, kurutulmuş tütün yaprağının dövülmesiyle elde edilir. Güzel kokması için içine bir damla da hoş kokulu esans damlatılır. Eskiden köylü kentli birçok erkek yanında gümüşten, üstü mineli enfiye kutusu taşır, canları isteyince kutudan bir tutam toz alıp iki parmakları arasında burunlarına çekerlerdi. Kentlerde yaşayan tiryakiler enfiyeyi tütüncü dükkânlarından hazır alır, kırsal kesimde ise herkes enfiyesini kendi imal ederdi. İstanbul Üsküdar’da enfiyehaneler, Beyazıt semtinde de ünlü tütüncü dükkânları bulunurdu. Enfiye çekenlerin burun delikleri zamanla tütün rengini alır, bıyıkları sararırdı. Oğlu Kâmil Yazgıç, enfiye tiryakisi Ahmet Mithat Efendi hakkında şunları söyler: “Ufacık burnunun gışayı muhatisi [iç derisi] bol bol enfiye çekmekten köseleleşmiştir.” Osmanlı padişahları arasında III. Selim enfiye tiryakiliği ile ünlüydü. Cumhuriyet döneminin müptelalarının başında ise gazeteci-yazar Refi Cevad Ulunay geliyordu.
Rakı Ansiklopedisi‘nden alınmıştır.