Türkiye’ye alternatif 10 Adres
okuma süresi 4 dakikaİçki yasakları, ruj tartışması, şezlongda bira yasağı, dönemin ruhuna uygun nesiller yetiştirme çabası derken, Türkiye can sıktı artık. Kafana göre yaşayacağın daha iyi bir ülke bulmak ise aslında hiç zor değil.
Tecrübe ettiğim bilgilere dayanarak bir alternatif ülke rehberi hazırladım. Umarım, ihtiyaç olmaz ama olursa da yanımızda bulunsun!
Goa, Hindistan
1 lirtrelik biranın 80 kuruş olduğu, okyanus manzaralı 2 katlı bungalow evlerin 150 USD’a aylık kiralanabildiği, tüm gün ananas, muz, hindistan cevizi gibi cana can katan meyvelerle beslenmenin bedava olduğu bir eyaletten bahsediyoruz.
Eyaletin neresine yerleşeceğiniz çok önemli değil, neticede bir motorla tamamını gezmek 1 günden az sürüyor. Yine de 2 Avrupalı göreyim, biraz yoga neyim yapayım diyorsanız, Chapora yerleşilecek en güzel köylerden birisi. Oradaki fiyatlar yukarıda söylediklerimizden bile ucuz.
İnternet oldukça sağlıklı kullanılabiliyor, Türkiye’ye iş yapmanız çok zor olmaz. Elektrik kesintileri muson döneminde artsa da, özellikle o mevsimlerde çevre eyaletlere kısa soluklu geziler düzenlemek bilgiyi görgüyü arttıracaktır. Goa’dan, Karnataka’ya, ya da Kerala’ya geçmek yataklı / kuşetli tren ya da otobüslerle hem büyük bir macera, hem de çok kolay.
Goa’ya dünyanın her yerinden, her çeşit gezgin gelir. Her çeşit yiyecek, içecek, dergi, marka da bulunabilir. Goa, enteresan bir şekilde, sade bir köy hayatının incelikleri ile, kapitalist dünyanın çeşitliliğini bir arada sunan son derece ucuz, kendine göre karakteri olan bir yerdir.
Türkiye’nin daha fazla can sıkıcı ve mide bozucu bir yer haline gelmesi, durumunda, hemen İran üzerinden, 3 saatlik bir uçak yolculuğu ile kolaylıkla kaçılabilecek bir yerdir. Keza İranlı gençler de öyle yapıyorlar. 🙂
Pokhara, Nepal
Pokhara, bir gölün etrafına kurulmuş, masal şehri görünümünde bir kasabadır. Kasaba derken, turistik bir destinasyon olmasından ötürü, mevsimsel olarak dolup taşan bir şehir. Gölde kürek çekmek, göl çevresi bisiklet gezileri, çocuklarla yardım faaliyetleri, Budist Temple yolunda yapılacak trekking’ler, şahane yemekler ile geçirilecek bir hayat arıyorsanız, Pokhara doğru yerdir.
İsterseniz çalışıp yeteneklerinizi sergileyebilir, para bile kazanabilirsiniz: Dövmecilik, yamaç paraşütü hocalığı, çevirmenlik, saç örme, saça boncuk takma, otellere turist bağlama, rehberlik, rafting hocalığı, kayak hocalığı ya da bungee jumping eğitmenliği gibi tonla iş kolu var.
Aylık 60 USD’a bungalov tarzı, banyosu içinde bir ev kiralayabilir, ortalama günlüğünüzü 5 USD’a getirebilirsiniz. Orda yaşayan diğer Türklerle buluşup “rakılı geceler” bile düzenleyebilirsiniz.
Pokhara’da yaşayan ölemezmiş, canına can katılırmış derler. Yine de Türkiye’de eşi dostu özleriz, gitmek gelmek gerekir derseniz, Air Arabia’nın düşük sezonda bulunabilecek 380 USD’lık Kathmandu-Sabiha Gökçen gidiş dönüş biletlerinden depolamanız önerilir.
Cuenca, Ekvador
İspanyolca biliyorsanız, futbol falan seviyorsanız düşünmeyin bile. Okyanus manzaralı şahane bir evde aylık 200USD kira vererek oturabilir ya da emeklilik paranızın 60 bin dolar kadarını güzel bir condo almak için harcayabilirsiniz. Ayda 600 USD’a krallar gibi yaşayacağınız, deniz, kum, güneş, margaritha’larla serinleyeceğiniz, gece 22’den sonra da içebileceğiniz şahane bir alternatif.
Cuenca, Ekvador’un en güzel kenti sayılıyor, kelime anlamı “nehir yatağı” demek. Sağlık hizmetlerinin tam teşekküllü olduğu şehirde, sadece 450 bin kişi yaşıyor. Her yere yürünerek gidilebilen şehrin, çevresinde de tonla gezilecek yer var. Özellikle Peru hemen kapı komşusu.
Bu ülke, çoğumuzun çocukluğunda hayalini kurduğu “muz cumhuriyeti” lakabını da layıkı ile taşıyor, üretiminde dünya birincisi. Dünyanın yine en lezzetli karides ve istakozları burada yakalanıyor, her gün karides yeseniz, bütçeniz banamısın demez yani..
Ekvador’da futbol en çok izlenen, dinlenen, konuşulan şeylerden birini oluşturuyor. İspanyolcanız iyiyse, hemen halkla kaynaşma sağlayabilirsiniz. En bombayı da sona sakladım. Kakao ve kahve. Onlar da buranın has ürünleri. ÇOK da güzeller.
Auckland, Yeni Zelanda
Bu müstesna şehir, yıllardır dünyanın en yaşanabilir şehri seçilir durur. Ama nasıl seçilmesin; özgürlükler, müzik, sanat, her türlü ilgi alanına hitap eden organize örgütler, oluşumlar, sörf yapanlar, müzik yapanlar, edebiyatçılar, hippiler… “Yok böyle bir şey” yani…
Her şey önceki örneklere göre biraz daha pahalı, yani İstanbul gibi. Ona göre düşünmek lazım.
Ortalama ev kiraları aylık 1200 USD civarı. Onun dışında yeme içme burası ile aynı. Yurtdışında eğitim için en çok bu şehre gelinir dışardan. O nedenle çok kozmopolittir, her milleten insana rastlanır. Herkesin nerede ise bir tekne sahibi olduğu Auckland’da yaşamak gerçekten sanat eseri bir hayat sağlar.