Günün Bilgisi – Edip Cansever
okuma süresi 2 dakikaİkinci Yeni şiirinin öncülerinden usta şair. Memet Fuat “Şiiri duyumsanan, düşünülen, ama başkalarına aktarılması kolay olmayan şeyleri anlatma çabasında arıyordu” der şair için. Cansever’in önde gelen tutkusu şiirdir, ama içki ve sigara tiryakiliği de şiirden aşağı kalmaz. Şiirlerinde içki/ alkol günlük hayatın bir parçası olarak yerini alır: Ya alkol olmasaydı. Bir uzun bardaklarımız vardı. Ya da şu ünlü dize: Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi.
Yeğlediği içki rakıdır ama şiirinde şarabın da yeri vardır. Zaman zaman votka da içer. Liseyi bitirdiği yıllarda Beyoğlu’nda “Birayla votka içmeler başlıyor Ekspres’te ve Orman’da.” Edebiyat dünyasına adımını attıktan sonra da İstanbul, Suriçi’ndeki ve ayrıca İstanbul’un pek çok semtindeki meyhane ve içkili lokantalar en çok uğradığı yerler olmuştur. Bir İstanbul-sever olan Cansever şehri dolaşmaktan hoşlanır. Her semtte de bir meyhane ya da bir bar bulur, bir süre buranın müdavimi olur. Orhan Kemal ve Muzaffer Buyrukçu ile beraberken daha çok İstanbul yakasındaki meyhanelere gittiği biliniyor. Beyoğlu’nda Degustasyon, Şato (eski Mazarik), Çiçek Pasajı, Nil, Krepen Pasajı, Bacı, Hasır, Cumhuriyet, Refik, Kulüp Fuaye; Boğaz’da Avcı, Kaptan, Kalem, Nazmi, Şato; Kadıköy’de Todori, Koço, Belvü öteki içkili mekânlarıdır. Kadıköy’deki Hatay Lokantası’nın Hatay Meyhanesi Defteri’nde Cemal Süreya’nın çizdiği ve “Sevgili, Edip!” ithaflı bir resmi bile vardır.
Ahmet Oktay, Fethi Naci, Hilmi Yavuz gibi birçok edebiyatçı yazılarında Cansever ile ilgili meyhane anılarından söz ederler. Cansever kendinden söz ettiği bir yazısında şiir ve içki konusuna da değinir: “Bugüne kadar içkiliyken tek satır yazmış değilim. Ben çok sağlıklı bir kafayla yazarım. Hem sağlıklı bir kafayla, hem de küçük, ufak tefek mutluluklarla şiir yazmayı deniyorum, ya da yapabiliyorum. Alkolle kayiten…”
Rakı Ansiklopedisi‘nden alınmıştır.